Üçüncü günde Avraam gözlerini kaldırdı ve söz konusu yeri uzaktan gördü.
Bu üçüncü gün Roş HaŞana’ydı (1 Tişri 2086; M.Ö. 26 Eylül 1676).⁵¹
Uzaktan, Avraam bir dağın üzerinde ve çevresinde dolaşan garip, koyu renkli bir bulut gördü. Bunun, Tanrı’nın kastettiği dağın bir işareti olabileceğini düşündü. Yine de emin değildi; bu doğal bir olay da olabilirdi.
Yitshak’a sordu:
“Dağın üzerinde bir şey görüyor musun?”
“Evet,” diye yanıtladı genç.
Avraam aynı soruyu yanındaki iki gence de sordu; onlar hiçbir şey görmediklerini söylediler. Bunun üzerine Avraam, bunun doğal bir olay değil, ilahi bir işaret olduğunu anladı. Bu bulut, Tanrı’nın kendisine gitmesini emrettiği dağın işaretiydi. Bu mucizevi bir olgu olduğundan, diğer iki kişi bunu görmeye layık değildi. Doğal bir olay ise açıktır ve herkes tarafından görülür.⁵²
Buna karşılık başka bir görüşe göre Avraam, o dağda kendisini bekleyen İlahi Varlığı bizzat gördü.⁵³