Yaratılış 22:14

Avraam o yerin adını Adonay Yire koydu. [Nitekim] Bugün de, “Tanrı dağda görünecek” denir.
 

Avraam o dağa “Tanrı Görecek” adını verdi. Sanki şöyle demek istiyordu: “Bugün yapılan şey sonsuza dek bilinecek. Tanrı bu dağı görecek ve çocuklarıma merhamet edecek.”

Daha önce tartışıldığı gibi, Noah’ın oğlu Shem bu yerin kralıydı ve buraya Salem (İbranice: Şalem) adını verdi. [Shem’in, Tora’da “Salem Kralı Melki-Tsedek” (Bereşit 14:28) diye anılan Melki-Tsedek ile aynı kişi olduğu iyi bilinir.] Şalem kelimesi “tam, eksiksiz” anlamına gelir; Shem doğuştan sünnetli olduğu için bedenen mükemmeldi ve bu nedenle şehrine Şalem adını verdi.

Fakat şimdi Avraam, yukarıda belirtilen nedenle buraya Yirah (veya Jeru) adını verdi. Tanrı şöyle dedi: “Bu şehre iki ayrı isim, iki sadık insan tarafından verildiği için ikisi de kullanılmalı. Eğer ben buraya Şalem dersem Avraam şikâyet eder; Jeru dersem Shem alınır. Her ikisi de burayı adlandırma hakkına sahip olduklarını düşünüyor ve ikisi de kusursuz sadıklardır. Ben onları memnun etmek istiyorum.” Bu nedenle Tanrı, buranın adının hem Jeru hem Şalem’i birleştirerek Jeru-Şalem (Yeruşalayim) olmasını buyurdu. Bu isim bugün hâlâ geçerlidir.¹²⁸

Başlangıçta burası bir vadiden ibaretti. Akeda sırasında İlahi Varlık burada ortaya çıkınca, tüm dağlar bir araya gelerek burayı çok yüksek bir yer hâline getirdi.¹²⁹

Bu olay, Akeda’nın neden uluslar tarafından bile bilindiğini açıklar. Burası ıssız bir yerdi ve yalnızca Avraam ile Yitshak oradaydı; buna rağmen herkesin bu olayı bilmesi şaşırtıcı görünebilir. Fakat herkes buranın başlangıçta derin bir vadi olduğunu ve birdenbire dağa dönüştüğünü biliyordu. Bu değişim, Akeda’nın gerçekten gerçekleştiğinin kanıtıydı.

Bu, ayetteki “Bugün hâlâ denir ki: ‘Tanrı’nın dağında görülecek’” ifadesine işaret eder. Çünkü Tanrı burayı bir dağa dönüştürdü ve herkesin gözüne görünür kıldı.¹³⁰

[Başta ayet buraya “yer” (makom) derken, aynı ayetin sonunda Avraam orayı “dağ” (har) diye adlandırır.] Avraam buraya dağ dedi. Bir dağ genellikle açıktır; isteyen herkes oraya serbestçe gidebilir. Avraam, bu yerin kavramsal düzeyde de bir dağ gibi olması gerektiğini, herkese açık ve ulaşılabilir olmasını istedi. Bir kişi tövbe etmek isterse, Akeda’nın fazileti günahlarının bağışlanmasına yardımcı olacaktı.¹³¹