Avraam sonra gözünü kaldırdı ve boynuzlarından çalılıklara takılmış bir koç gördü. Avraam gitti, koçu aldı ve oğlunun yerine tamamen-yakılan- korban olarak onu sundu.
Avraam arkasını döndü ve ona doğru koşan bir koç gördü. Fakat Satan, onu şaşırttı ve boynuzlarının çalılara takılmasına sebep oldu. Koç kendini kurtardı ve tekrar koşmaya başladı; ancak bir kez daha takıldı. Bu durum birkaç kez tekrarlandı.¹²²
Avraam, Tanrı’nın bu koçu onun oğlunun yerine kurban etmesi için hazırladığını anladı. Aksi takdirde onu almazdı; çünkü başkasına ait olabilirdi.¹²³
Bilgelerimiz, bu koçun Yaratılış’ın alacakaranlığında yaratıldığını öğretirler.¹²⁴ Yani Tanrı, bu koçun Akeda zamanında hazır bulunmasını önceden takdir etmişti.¹²⁵
Tanrı şöyle dedi: “Soyundan gelenler günah işleyip günaha çalılara takılan bu koç gibi saplandıkları zamanlar olacak. Eğer tevbe ederlerse, Akeda’nın faziletiyle onların günahlarını bağışlayacağım.”
Avraam gidip koçu aldı ve onu, oğlunun yerine yakmalık sunu olarak kurban etti.
Tora’nın “oğlunun yerine” ifadesi, Avraam’ın bu koçu kurban ederkenki eşsiz niyetine işaret eder. Onu boğazlarken şöyle dedi: “Bu, oğlumu boğazlamışım gibi kabul edilsin.” Aynı sözleri onu derisini yüzerken, yakarken ve kanını sunağa serperken de söyledi: “Bu, bunları oğluma yapmışım gibi kabul edilsin.”¹²⁶
Gözlerinden yaşlar süzülerek Tanrı’ya dua etti: “Evrenin Efendisi! Tüm duygularımı bastırdım ve yalnızca Senin isteğini yerine getirmek için oğluma karşı hiçbir acıma duymadım. Sen de öfkeni bastır ve benim aştığım bu merhameti çocuklarıma yönelt. Böylece Akeda’nın fazileti onları korusun.”¹²⁷