Yaratılış 22:11-12

Tanrı’nın meleği ona göklerden seslendi: “Avraam! Avraam!”. “Efendim”. “Gence zarar verme. Ona hiçbir şey yapma. Çünkü şimdi, senin Tanrı’dan korkan biri olduğunu biliyorum. Zira biricik oğlunu Ben’den esirgemedin”.

Tam o anda melek Avraam’a seslendi. [Melek, “Elini uzatma” diyerek bıçağı anmadı. Çünkü Avraam, artık Yitshak’ı elleriyle öldürmeye çalışıyordu.]

Avraam, “Hiç değilse birkaç damla kan akıtmama izin ver” dedi.

“Hiçbir şey yapma ona,” diye karşılık verdi melek.

Bu, Avraam’ın ne kadar büyük bir tsadik (aziz) olduğunu ve Tanrı’dan ne kadar çok korktuğunu gösterir. Avraam, bıçağın ağzında bir çentik olduğunu gördüğünde üzüldü ve şöyle dedi: “Kesinlikle bir günah işledim; bu yüzden bıçak geçersiz kılındı ki kurbanı sunmam engellensin.” Bu yüzden onu çıplak elleriyle öldürmek istedi. Tanrı, ellerini dahi kullanmamasını buyurdu.¹⁰¹

Melek, gökyüzünden Avraam’a yüksek bir sesle seslendi. Birine iki kere seslenmek, büyük bir aciliyet işaretidir. Burada da melek bağırarak, “Avraam! Avraam! Çocuğa elini uzatma!” dedi.¹⁰²

Avraam karşılık verdi: “Eğer şimdi durursam, hem bedenimi hem zihnimi hazırlamak için yaptığım tüm emek boşa gidecek. Hiç değilse, sunağa serpmek için birkaç damla kan akıtayım.”

Melek yanıtladı: “Ona hiçbir şey yapma. Bunun tamamı seni sınamak içindi; imanını göstermen için bir fırsattı. Şu anda bile Satan ve uluslar seni neden bu kadar çok sevdiğimi sorguluyorlar. Ama artık biliyorum ki Tanrı’dan korkuyorsun. Bu sözlerimle seni kınayanların ağzını kapatacağım. Hepsi senin değerli oğlunu benden sakınmadığını görecek.”¹⁰³

Bir görüşe göre, bir melek insanın düşüncelerini Tanrı ona bildirmedikçe bilemez. Bu nedenle melek, “Eşin Sara nerede?” diye sormuştu (18:9). Melek gerçekten de Sara’nın nerede olduğunu bilmiyordu.¹⁰⁴

Bu nedenle melek, “Artık biliyorum ki Tanrı’dan korkuyorsun,” dedi. Melek, Avraam’a hitap ediyordu; bu zamana kadar Avraam’ın içsel niyetlerini bilmiyordu.¹⁰⁵

[“Bilmek” kelimesi burada, “Havva’yı bildi” (Bereşit 4:1) ifadesinde olduğu gibi bir bağ kurma, birleşme anlamında da kullanılabilir.] Melek, Tanrı’nın adına şöyle dedi: “Sen Tanrı’dan korktuğun için sana bağlanacağım. Yitshak’ı fiilen kurban etmemiş olsan bile, onu gerçekten sunmuşsun gibi sana ve çocuklarına merhametle bağlanacağım, çünkü hiç tereddüt etmedin.”¹⁰⁶

Şöyle de yorumlanır: Bu sözleri söyleyen melek, Avraam’ın işlediği bu mitsvadan yaratılan melekti. İnsan yaptığı her mitsva ile bir melek yaratır. İyiliğin her bir parçası meleğin bir parçasını oluşturur. Eğer insan bu eylemi tam niyetle yaparsa, melek eksiksizdir; eğer niyetinde bir bozukluk varsa, melek eksik olur. Bu melek, Avraam’a “Kendimden biliyorum ki Tanrı’dan korkuyorsun,” dedi. Yani, “Benim eksiksiz oluşum, senin bu mitsvayı eksiksiz ve saf niyetle yerine getirdiğini gösteriyor.”¹⁰⁷

Başka bir görüşe göre, bu melek Mikhael’di.¹⁰⁸

Melek Avraam’a gökten seslendi; yanına inmemesinin sebebi onu korkutmamaktı. Bir meleğin ansızın ortaya çıkması bir ölümlüyü felç edecek kadar korkutabilirdi. Aynı nedenle Tanrı da doğrudan konuşmadı; bu Avraam için aşırı sarsıcı olurdu.¹⁰⁹

Avraam, meleğe şöyle dedi: “Tanrı’nın kendisi bana bunu oğluma yapmamı söyledi. Sözlerini doğru kabul etsem bile, Tanrı’nın emrini senin sözlerinle çiğneyemem.”¹¹⁰

Bunun üzerine Tanrı, Avraam’a göklerin yedi katının kapılarını açtı.¹¹¹ İlahi Varlık’ı gören Avraam şöyle dedi: “Zihnim Senin sırrını kavrayamaz. Senin bana söylediklerin anlaşılmazdır. Otuz yedi yıl önce bana, ‘Yitshak aracılığıyla soyun adlandırılacak’ (21:12) diye vaat ettin. Onunla yaşayacağımı, onunla sevineceğimi sandım. Sonra birdenbire bana onu kurban etmemi söyledin. Bunu bile zor bulmadım; kendi kendime dedim ki, ‘Mutlaka bir günah işledim, Tanrı beni bu harika oğlumu öldürmekle cezalandırıyor.’ Bunu, günahlarım için kefaret olarak sevgiyle kabul ettim.

“Şimdi bana diyorsun ki, ‘Çocuğa elini uzatma.’ Tüm bunları anlamakta zorlanıyorum. Sen sözlerini söyler de sonra fikrini değiştirir misin?¹¹²

“‘Sadece seni sınamak istedim’ diyorsun; bunu da anlayamıyorum. Bir insan başka bir insanı sınayabilir, çünkü bir insan başkasının iç niyetlerini bilmez. Ama Sen, Evrenin Efendisi, herkesin kalbindekini tam olarak bilirsin. Neden sınamaya gerek duydun?¹¹³

“Bana iki farklı şey nasıl söylersin? Önce ‘Onu yakmalık sunu olarak getir’ dedin. Şimdi diyorsun ki, ‘Çocuğa elini uzatma.’ Eğer beni sınamak istiyorsan, bunu tamamlayabileceğim bir eylemle yapmalıydın. Onu kurban etmemi istemediysen, neden ‘Onu yakmalık sunu olarak getir’ dedin? Boş sözler mi söylüyorsun?”

Tanrı cevap verdi: “Sözlerimi hiç değiştirmedim. Asıl sen onları tam anlamadın. Sana bir benzetme yapayım:

“Bir kral, yakın dostuyla kraliyet sofrasında oturuyordu. Kral, ‘Oğlumu masaya getirmeni istiyorum’ dedi. Dostu hızla çocuğu getirdi, yanına da bir bıçak alarak onu kesip sofrada sunmak için hazırladı.

“Kral bunu görünce, ‘Sana onu öldürmeni söylemedim ki yiyelim. Biz yamyam değiliz. Onu sofrada hak ettiği yerde oturtarak sana onur vermek istedim,’ dedi.¹¹⁴

“Ben de sana oğlunu gerçekten kurban etmeni söylemedim. ‘Onu yakmalık sunu olarak kurban et’ demedim; sadece ‘Onu yakmalık sunu olarak çıkar’ dedim. İstediğim tek şey, onu kurban niyetiyle dağa çıkarman ve sunakta hazırlamandı. Senin benim kastımı yanlış anlamış olman, benim sözüm değil.

“Bu, imanını dünyaya kanıtlamak için yeterlidir. Yitshak’ı sunağın üzerine koydun ve onu bir hayvan gibi bağladın; bunu gerçekten kurban etmişsin gibi kabul ediyorum. Sınavın tamamlandı. Onu indir ve esenlikle git.”¹¹⁵

Avraam şöyle dedi: “Evrenin Efendisi! Sana yemin ederim ki dileğim gerçekleşmedikçe buradan ayrılmam.

“O eski Pesah gecesinde bana yıldızları gösterip, ‘Onları sayamazsan, senin soyun da sayılamayacak’ demiştin (15:5). Bu sözün Yitshak için verilmişti; sonra bana ‘Soyun Yitshak aracılığıyla adlandırılacak’ dedin (21:12). Yine de onu kurban etmemi istediğinde en derin duygularımı yendim ve aceleyle emrini yerine getirdim. Sana verdiğin vaadi hatırlatabilirdim ama hiç aklımdan bile geçmedi.

“Bir gün Yitshak’ın soyundan gelenler günah işleyip cezayı hak ettiklerinde, Sen’den rica ediyorum ki Yitshak’ın bağlanışını hatırla. Onu gerçekten kurban etmişim ve yakmışım, külleri sunağın üzerinde kalmış gibi kabul et; çünkü niyetim buydu. Bu fazilet, onun soyunu sıkıntılardan kurtarsın.”¹¹⁶

“Bir de, bana ve Yitshak’a bir daha asla sınav vermeyeceğine dair yemin et. Beni on kez sınadın ve artık dayanacak gücüm yok. Bir dahaki sefere duygularıma hâkim olamayacağımdan korkuyorum.”¹¹⁷

Tanrı şöyle dedi: “Sözlerini söyledin, şimdi ben yanıt vereceğim. Soyunun günah işleyeceğinden endişelisin. Şunu bil: [Bugün Roş HaŞana’dır, Yeni Yıl.] Bu günde ben dünyadaki herkesi, büyük küçük ayrımı yapmadan yargılarım. Her birey için yaptıklarına göre bir hüküm koyarım, çünkü hepsi bir kitaba kaydedilmiştir. Onlar için fazilet aramamı ve Yitshak’ın bağlanışını hatırlamamı istiyorsan, koçun boynuzunu (şofar) çalsınlar; bu onlar için büyük fayda sağlayacaktır.¹¹⁸

“Bil ki Yitshak’ın bağlanışı, diğer tüm sınavlarından daha üstündür. Senin en yüksek düzeyde azizliğe ulaştığını ve Bana olan sevginin hiçbir çıkar gözetmediğini biliyorum. Seni daha ileri bir sınavla sınamak imkânsızdır.¹¹⁹

“Ayrıca emin ol ki artık bir daha asla acı çekmeyeceksin.”¹²⁰

Şaşkınlıkla Avraam Tanrı’ya sordu: “Sözünü ettiğin bu koç boynuzu nedir? Onun anlamını bilmiyorum.”

“Arkanı dön,” dedi Tanrı, “Göreceksin.”¹²¹