Yaratılış 21:25-26

Avraam [sonra] Avimeleh’in hizmetkarlarının zorla aldıkları kuyularla ilgili olarak Avimeleh’le sözlü tartışmaya girdi. Avimeleh “Böyle bir şeyi kimin yaptığını bilmiyorum” dedi. “Ne sen bana söyledin, ne de bugüne kadar ben duydum”.

İki kişi arasında bir anlaşmazlık olduğunda ve barış yapmak istediklerinde, tüm şikâyetlerini açıkça dile getirmeleri gerekir ki ortada hiçbir pürüz kalmasın. Eğer her biri içindeki şikâyetleri ortaya dökmezse, dostça davransalar bile bu barış uzun sürmez. Ufak bir hata bile tartışmayı yeniden alevlendirebilir. Bu nedenle herkes tüm şikâyetlerini ve gerekçelerini açıklamalı; bu şekilde kalıcı bir barış sağlanabilir.8

Burada da durum böyleydi. Avraam, Avimeleh ile barış yapmadan önce büyük bir anlaşmazlık konusunu gündeme getirdi. Avraam’ın adamları bir kuyu kazmıştı, fakat Avimeleh’in adamları gelerek bu kuyuya el koymuş ve kuyuyu kendilerinin kazdığını iddia etmişlerdi. Barış görüşmeleri sırasında Avraam, bu konuda Avimeleh’i sorguladı.

Avimeleh kendini savundu ve böyle bir şeyin yapıldığından haberi olmadığını, bunu ilk kez duyduğunu söyledi. Eğer bilseydi, buna asla izin vermeyeceğini belirtti. “Ayrıca,” dedi, “biraz da senin suçun; bana söylemedin. Bana da söylememiştin. Bu doğru değildi; arkadaşlar birbirinden bir şey saklamamalıdır.”9

Burada geçen ifadeler şunlardır: “Böyle bir şeyi kimin yaptığını bilmiyorum. Sen de bana hiç söylemedin. Ben de bugün duyana kadar hiçbir şey işitmedim.” Bu ifadelerin hepsi gereksiz gibi görünse de şu şekilde yorumlanabilir:
Önce Avimeleh, “Böyle bir şeyi kimin yaptığını bilmiyorum,” dedi. Sonra komutanı Fihol’a hitaben, “Sen de bana söylemedin. İyi bir general krallıkta olup biten her şeyi bilmelidir,” dedi. Fihol ise kendini savunarak, “Ben de bugün duyana kadar hiçbir şey işitmedim,” dedi.10