Yaratılış 6:16

Gemiye [ışık için] bir pencere / ışıklık yap. Üstteki açıklığı 1 kübit (ama) [genişliğinde] olacak şekilde [eğik] olsun. Geminin kapısını da onun yanına yerleştir. [Gemiyi] Alt, ikinci ve üçüncü [güverteler olacak şekilde] yap.

 

Geminin kapısının üstte değil, diğer gemilerde olduğu gibi sol kenarda olması gerekirdi; Tufan’ın yağmuru çok şiddetli olacaktı ve üstte olduğu takdirde gemiyi batırırdı.

 

Gemi üç kata bölünmüştü. En üst kat Noah ve ailesi için ayrılmıştı, ortadaki kat hayvanlar için ve en alt kat ise atıklar içindi.23

 

Diğer kişiler, orta katın Noah’ın ailesi ve tüm koşer hayvanlar için ayrıldığını, diğer hayvanların üst katta olduğunu söyler. Yine başka bir görüşe göre, en üst kat atıklar için, orta kat Noah’ın ailesi ve koşer hayvanlar için, en alt kat ise diğer yaratıklar içindi.24

 

Mantıken, atıklar için ayrılmış olan katın niçin bölmelere ayrılmış olduğu sorulabilir. Bir depo gibi açık bırakılabilirdi.

 

Ancak gerçekte gemi yeni bir şeydi. Daha önce böyle bir gemi yapılmamıştı ve Noah hangi katın daha güvenli olacağını bilmiyordu. Her koşulda iki katı bölmelere ayırması gerekiyordu ve daha sonra hangi katın atık ve yolcular için kullanılacağını karar verebilmek için üçüncü katı bitirdi. Bugün bile, bazı kişilerin hava olaylarından korunduğu için geminin alt katlarında yolculuk yapmayı tercih ettiğini, diğerlerinin ise kapalı ortamda kalmaktan hoşlanmadığını ve üst katları tercih ettiğini görürüz.25

 

Gemi tamamlandıktan sonra, Noah onu hem içten hem de dıştan zift ile kalafatladı. Geminin su geçirmez olması gerekiyordu, çünkü; Tufan’ın suları güçlü akımlara sahip ve son derece çalkantılı olacaktı.26

 

Tanrı sonra Noah’a “Pişon Nehri’nden aşağı git ve orada parlayan bir taş bulacaksın. Işık vermesi için bu taşı gemiye yerleştir” dedi.27

 

Bu gerekliydi, çünkü; Tufan süresince oniki ay boyunca Güneş parlamadı ve dünya karanlık içinde kaldı.28 Bu nedenle Tanrı, Noah’a bu taşı geminin ortasına asmasını ve yansıtıcılardan oluşan bir sistem kurarak her üç katı aydınlatmasını söyledi. Böylece hayvanlara bakmak için gittiğinde onu yanında taşımak zorunda kalmayacaktı.

 

Bu taş bir lamba gibi parlamaya başladığında Noah vaktin gece olduğunu anlıyordu. Işığı azaldığında ise gündüz olduğunu anlıyordu, çünkü Güneş, ışık veren cisimlerin gündüz boyunca çok canlı biçimde parlamasını engeller.

 

Bu açıklamaya göre, ayetteki “ışıklık”, İbranice Tzohar (צֹהַר), gerçekte parlayan bir taştı.

 

Başka bir görüşe göre Güneş, Tufan boyunca parlamadı ve bu “ışıklık” gerçekten bir pencereydi. Işığın girebileceği ama aynı zamanda şiddetli yağmur tarafından zarar verilemeyecek kalın ve kuvvetli camdan yapılmıştı. Bu pencere aynı zamanda yolcuların ne zaman gündüz ne zaman gece olduğunu anlamasını sağlıyordu.

 

Bu pencere geminin en üst noktasına yerleştirilmişti. Tora, “Üstte 1 kübit (ama) [genişliğinde] olacak şekilde yap” dediğinde kastettiği bu penceredir. Bu, pencerenin geminin en üstünde bir kübit genişliğinde olduğu anlamına gelir. En yüksekte olduğu için de tüm gemiyi aydınlatacaktı.29

 

Noah bu gemiye az da olsa benzeyen hiçbir şey görmemişti ve nereden başlayacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. Bu nedenle Tanrı, Noah’a geminin şeklini gösterdi ve her parçayı nasıl yapacağını açıkladı. Tora bu nedenle, Tanrı’nın Noah’a [bir şeyi işaret ediyor gibi] “Onu şu şekilde inşa edeceksin” dediğini aktarmaktadır.30

 

NOTLAR:

  1. Sanhedrin, Bölüm 10.
  2. Bereşit Rabba.
  3. Bu Yazar’ın kendi görüşü. Karşılaştır. Yafeh Toar.
  4. Bereşit Rabba.
  5. Targum Yonatan.
  6. Bereşit Rabba; Raşi; Yafeh Toar, Bereşit, sayfa 168 ve Noah, sayfa 216. Karşılaştır. Trani’li Rabbi Yosef’in (Maharimat) açıklaması.
  7. Paneah Raza.
  8. Pirkey Rabbi Eliezer. Bu görünüşe göre Rabbi Eliyahu Mizrahi’nin Tetzaveh üzerine yaptığı açıklama ile çelişmektedir.