Yaratılış 1:26

Tanrı “Görüntümüzde ve benzeyişimizde insan yapalım. Denizin balıklarına, gökyüzünün kuşlarına, çiftlik hayvanlarına ve tüm yeryüzüne – ve yeryüzü üzerinde hareket eden tüm toprak hayvanlarına hükmetsin” dedi.

 

Bu ayeti dikkatli açıklamak lazımdır, çünkü kullanılan kelimeler çok şaşırtıcıdır. İnanmayanlar Tanrı’nın çoğul kişilikte kendini gösterdiğini iddia ederler ve bu ayeti de kendi iddialarına kanıt olarak sunarlar, çünkü; ifade çoğul biçimde “insan yapalım” demektedir.

 

Bu nedenle Kral Ptolemi için Tora’yı tercüme eden bilginler bu ayeti, “insan yapalım” yerine “insan yapacağım” olarak çevirmişlerdir.7

 

Yahudi, kendi ruhunun efendisidir ve “Tanrı’nın Bir ve O’nun İsmi’nin Bir” olduğuna inanır (Zekeriya 14:9). Onların sözde “kanıtlarından” etkilenmeyiz, çünkü; hemen yakınımızda bunu çürütecek delilleri buluruz. Bu durum için, bir sonraki ayette şöyle demektedir, “Tanrı adamı yarattı (tekil şahıs)” (וַיִּבְרָ֨א אֱלֹהִ֤ים). Bu ayet, Tanrı’nın mutlak anlamda Bir oluşunun açık işaretidir. Ayet, “VaYivra” (וַיִּבְרָ֨א) kelimesini, tekil halde “yarattı” kelimesi kullanmaktadır. Çoğul olabilecek “VaYivr’u” (וַיִבְרְאוּ) kelimesini kullanmamaktadır.

 

Öyleyse, Tora niçin “insan yapalım” derken, çoğul ifade kullanmaktadır? Bunun dört adet nedeni vardır.

 

Bazıları, insanın meleklere benzediğini, bu nedenle onun hemen yaratılmış olmasını istediklerini söyler. Tanrı’da onlara, “insan yapalım, gelin ve yaratmak üzere olduğum insan için sevinindemiştir.8

 

Bundan sonra melekler iki zıt gruba bölündü. Bazıları insanın yaratılması gerektiğini, çünkü; iyi bir kalbe sahip olacağını ve iyi işler yapacağını söyledi. Bazıları ise yaratılmaması gerektiğini, çünkü; çatışma ile meşgul olacağını ve çatışmanın Tanrı’nın gözünde çok aşağı olduğunu söyledi. Yine bazıları, insanın yaratılması gerektiğini, onun yoksullara merhamet göstereceğini ve çok hayırda bulunacağını söyledi. Son grup ise, insanın yaratılmaması gerektiğini, çünkü; yalan konuşacağını söyledi.9

 

Başka bir görüşe göre, Tanrı’nın sorduğu ilk iki grup melek, insanın aleyhine konuştu ve Tanrı onları Dinur Nehri’nde yakıp yok etti.10 Tanrı, üçüncü gruba sorduğunda,, “Bizim konuşmamız uygun değil. İlk iki gruba ne yaptığını gördük. Tüm dünya Senin’dir ve kim Senin yaptıklarını sorgulayabilir?” dediler.11

 

Tanrı’nın tevazusunu göstermek amacıyla Tora, yanlış bir inancı desteklemek amacıyla kullanılabilecek bile olsa, “insan yapalım” ifadesini kullanmıştır. Yahudilikte, alçakgönüllülük çok önemli bir prensip olduğu için, Tora bize alçakgönüllü olmayı ve kendimizden daha altta bile olsalar başkalarının görüşünü almamız gerektiğini öğretmek amacıyla “insan yapalım” ifadesini kullanmıştır. Bir kişi kendine Tanrı’yı örnek almalıdır, çünkü; O bile meleklerin görüşünü almıştır.

 

Bilginlerimiz bize, Moşe’nin Tora’daki bu yaratılış bahsini yazarken “İnsan yapalım” ifadesine gediğinde şaşırdığını öğrettiler. Moşe, “Tanrım, Evren’in Kralı, Tanrı korusun, inanmayan kişiler bu ifadeyi çoklu kişiliğe sahip bir tanrı inancını savunmak için kullanabilirler” dedi.12

 

Moşe çok önemli bir soru soruyordu. Tora’nın “Tanrı, göğü yaptı” (Yaratılış 1:7) dediğini görüyordu. Bu yalnızca Tanrı’nın göğü sağlamlaştırdığını gösterir, çünkü; her şeyin Tanrı’nın sözü ile yaratıldığını biliyoruz. O halde neden Tora “yaptı” ifadesini kullanmaktadır? Çünkü, Ay ve Güneş’e tapan, onların tanrı olduğuna inanan putperestler vardır. Onların bu yanlışını çürütmek için, Tora “yaptı” ifadesini kullanmaktadır. Gökcisimlerinin bile Tanrı’nın elinin eseri olduğunu göstermektedir.13

 

Moşe, “Evrenin Hakimi, bunu anlamıyorum. ‘Tanrı göğü yaptı’ yazdın ki insanlar birden fazla tanrı olduğunu sanmasın. Neden insanların çoklu kişiliğe sahip bir tanrı olduğuna inanmasını sağlayabilecek “insan yapalım” ifadesini yazıyorsun?” dedi.

 

Tanrı, “Moşe, sana söylediğim gibi yaz. Biri yanlış yapmak isterse, bırak yapsın” dedi.

 

Tanrı, Tora’nın içine, eğer biri önyargılı ise onu yanlış inançlara götürebilecek birçok şey koydu. Ancak, bunlar Tora’ya dahil edildi ki, ayartıya direnip, bunları doğru şekilde açıklamaya çalışanlara Gelecek Dünya’da iyi ödül verilsin.14

 

İkinci neden, Tiberya’dan kaçmaya zorlandığı zaman Rabbi Şimon bar Yohai tarafından verildi. Birkaç bilgin onu ziyaret etti ve inanmayanların iddialarını çürütmek amacıyla ondan “insan yapalım”ifadesini açıklamasını istedi.15

 

Rabbi Şimon onlara, “Ey sağırlar, işitin, Ey körler, bakın da görün!” (Yeşaya 42:18) ayetini söyleyerek cevap verdi. Rabbi Şimon, bilginlere Tanrı’nın dinlemesini istediği sağırlar kimdir, görmesini istediği körler kimdir diye sordu. Sonra, kör olan kişilerin kutsal Tora’nın yollarını görmeyen ve anlamayan kişiler olduğunu açıkladı. Önlerinde düz bir anayol vardır, ancak; onlar körler gibi el yordamı ile dolambaçlı patikaları tercih etmektedirler. Bu kişiler kutsal Tora’nın gerçek doğasını anlayamazlar.

 

Yaratılışın başlangıcında, Tanrı üç tane zanaatkar varlığa getirdi: gök, yer ve su. Her birine yerine getirebilecekleri görevler ve bu görevleri yerine getirebilmeleri için güç verdi. Suya, belirli bir yere toplanması ve böylece altındaki kuru toprağın görünmesini buyurdu. Yer’e kendisini aydınlatacak büyük göksel ışıklar meydana getirmesini buyurdu. Göğe, suları ayıracak bir gökkubbe oluşturmasını buyurdu. Daha sonra suya, balıklar, kuş ve diğer organizmaları oluşturmasını emretti.

 

Bu şekilde, her şey, her biri uygun gününde, bu üç zanaatkar ile yaratıldı. Altıncı günde hepsi, Tanrı’nın onlara neyi emredeceğini duymak için biraraya geldi. Ancak Tanrı onlara, “Bu gün, evrendeki en önemli yaratığı, insanı yaratmak istiyorum. Hiçbiriniz, yaratılışta yapmış olduğunuz diğer şeyler gibi bunu tek başınıza gerçekleştiremezsiniz. Hepiniz birlikte çalışmalısınız ve Ben de size katılacağım. Siz insanın bedeni için gerekli elementleri sağlayacaksınız, Ben de onun içine kutsal, ölümsüz ruhu koyacağım” dedi.

 

Böyle bir birliktelik, insan dışında yaratılıştaki hiçbir şey için yapılmamıştı. Bu nedenle, günah işleyen, Tora’nın buyruklarını yerine getirmeyen ve kendilerini Tanrı’dan ayırmak isteyen kişileri gördüğümüzde canımız acımalıdır. Bu kişiler, Tanrı’nın onlara vermiş olduğu ruh ile bir ortak olarak katılımda bulunmak istememekte, sadece kendilerini hayvani doğalarına kaptırmak istemektedirler. Dindar olan kişi ise, Tanrı’nın insana gösterdiği lütfun farkındadır. Çünkü, Tanrı’nın zanaatkarları tarafından yaratılan diğer şeylerin aksine insan, Tanrı’nın Kendisi tarafından oluşturulmuştur. Bunun üzerinde düşünerek bir kişi, Yahudiliğe olan bağlılığını kuvvetlendirebilir ve günahtan uzak durabilir.

 

İnsanın yaratılışını tarif ederken Tora, ““Görüntümüzde ve benzeyişimizde insan yapalım. Denizin balıklarına, gökyüzünün kuşlarına, çiftlik hayvanlarına ve tüm yeryüzüne – ve yeryüzü üzerinde hareket eden tüm toprak hayvanlarına hükmetsin” demektedir. Bu, yaratılıştaki bir öğenin görevinin belirtildiği tek durumdur. İnsanın balıklara ve kuşlara egemen olmasının niçin vurgulanması gerektiği sorulabilir. Ama, [Tanrı’nın söylediği budur]: “İnsan öyle önemlidir ki, dünyada yaratılmış olan her şeyin üzerinde gücü vardır. Bu nedenle sizin elinizden yaratılması uygun değildir; Ben Kendim de onun yaratılışına dahil olacağım.”16

 

Zanaatkarlar, “Biz niçin katılmak zorundayız? Sen Evren’in Hakimi’sin ve bizi Sen yarattın. Neyi istersen al ve insanı yaratmak için bize ihtiyaç duyduğunu söyleyebilecek olanlara prim verme” dediler.

 

Tanrı onlara şöyle der, “Bu durum, bir Kral’ın hizmetkarlarına büük miktarda para ödülü vermesine benzer. Her birine önemli bir pay verilir. Bir süre sonra, Kral’ın şahsi hizmetkarı da ödül ister. Kral, ‘Bu hizmetkarım bana sevgi ve tam bir adanmışlıkla hizmet ettiği için, onu tatmin edecek ve ona en büyük ödülü vereceğim’ der. Tüm hizmetkarlarını toplar ve ‘Her birinizden benim şahsi hizmetkarıma payınızdan bir parça vermenizi istiyorum. Ben de sonra kendi payımı vereceğim’ der.”17

 

İnsan, yaratılışın en önemli ürünüdür ve evren onun hatrına yaratılmıştır. İnsan, en önemli ve en değerli olduğu için son günün sonunda yaratılmıştır. Tanrı, “Her birinizin kendi payından vermesini istiyorum. Bu, Bana memnuniyet verecek, çünkü; insan Bana sadık biçimde hizmet edecek. Ben de ona Kendi payımı, hepsinden daha büyük olanı, ilahi ruhunu vereceğim” dedi.

Bir kişi gerçekten tövbe ederse, tüm melekler, yıldızlar ve gezegenler Tanrı’dan o kişiye merhamet etmesini ister. Hepsinin insanda bir payı vardır ve insan iyi olduğunda onu sevmektedirler. Sadece cinlerin (Şedim) insanda payı yoktur ve bu nedenle insan nefret ederler ve ona zarar verirler.

 

Tora’nın “insan yapalım” ifadesini kullanmasının üçüncü nedeni, Tanrı beşinci günde balıkları ve kuşları yarattığında meleklerin çok gururlanmasıdır. Melekler, “Biz, bunların tümünden daha iyiyiz” demiştir. Onların gururunu alçaltmak için Tanrı, “insan yapalım” demiştir. Tanrı’nın söylediği şuydu, “Her birimiz bir insan yapalım ve görelim kim gerçekten büyük.”

 

Tanrı, meleklere gururlanmaları için bir nedenleri olmadığını göstermek istedi, çünkü; hiçbir şey yaratamazlardı. Bir sonraki ayet şöyle diyor, “Tanrı adamı yarattı.” Bu ayet, meleklerin hiçbir şey yaratamadığını gösterir.18

 

Bu aynı zamanda, balıklar ve kuşların niçin altıncı günde diğer hayvanlarla birlikte yaratılmadığını ve beşinci günde yaratıldığını açıklar. Daha önce yaratılmış olanın daha önemli olduğu ya da tersine, sonda yaratılanların daha önemli olduğu söylenebilirdi. Bu nedenle Tanrı, balıklar ve kuşları beşinci günde yarattı ve daha sonra melekleri yarattı. Altıcı günde de diğer hayvanları yarattı. Eğer tümü, aynı günde yaratılmış olsaydı, melekler kendilerinin en önemli olduğunu iddia edebilirdi. Ama, bazı hayvanlar beşinci günde meleklerden önce yaratılmış olduğu ve bazı hayvanlar da altıncı günde yaratılmış olduğu için meleklerin önem konusunda bir iddiası olmayacaktır. Her iki durumda da alt durumdadırlar.

 

Dördüncü neden, krallar ve diğer önemi kişilerin birinci tekil şahsı kendi haşmetlerinin bir işareti olarak çoğul biçimde kullanmalarıdır. Tanrı, Kendi yüceliği ve Her Şeye Gücü Yeten oluşunu göstermek amacıyla “yapalım” dedi.19

NOTLAR:

  1. Megilla, Bölüm 1.
  2. Targum Yonatan; Zohar Hadaş.
  3. Bereşit Rabba 8; Zohar, Balak.
  4. Bölüm 2, not 14’e bakınız.
  5. Sanhedrin, Bölüm 4.
  6. Bahya; Bereşit Rabba 8:7.
  7. Peraşa Derahim, Dereh Anavim.
  8. [Rabbi Şmuel Hagiz,] MeVakeş HaŞem (Venedik, 1597).
  9. Zohar Hadaş. Karşılaştır. Ramban, R.Yosef Kimhi’den alıntı. Ayrıca bakınızZohar, Pinhas sayfalar 219,239.
  10. Yazar’ın kendi görüşü.
  11. Tikuney Zohar Hadaş, VaErah.
  12. Toledot Yitzhak; Zera Berah 1; Yalkut Reuveni, Bölüm II, “Geulah.”
  13. Bu aynı zamanda Zohar Hadaş sayfa 17’de vardır.