Sidim Vadisi katran kuyularıyla doluydu; Sedom ve Amora kralları kaçmaya çalışırlarken buraya düştüler. Kalanlar ise dağlara kaçtılar.
Savaşın başladığı Sidim Vadisi, ziftinin bina yapımında kullanıldığı (Bakınız Yaratılış 11:3) katran kuyularıyla doluydu. Sedomlular paniğe kapıldı ve kaçtı; birçoğu katran kuyularına düştü ve öldü. Diğerleri tepelere kaçtı.
Sedom ve Amora kralları, katran kuyularına düşenler arasındaydı. Ancak, bir mucize oldu, Sedom kralı ölümden kurtuldu.
Sedom kralı bu mucizeyi hak etmemiş olsa da, Tanrı’nın bunu gerçekleştirmesinde önemli bir ders vardı. Çok sayıda kişi, Avram’ın ateşli fırından mucizevi kurtuluşuna tanık olsa da, çoğu kral bunun gerçek bir mucize olduğuna inanmadı. Çoğu bunun sadece bir göz aldanması veya bir hile olduğunu düşündü, bu nedenle bu mucize onların tarihçelerinde kayıtlı değildir. Artık Sedom kralının mucizevi kurtuluşuna tanık oldukları için, Avram’ınkine de inanacaklardı.10
Buradaki mantık sorgulanabilir. Tanrı’nın Avram için bir mucize gerçekleştirdiğine inanmadılarsa, Sedom kralının kurtuluşunu gördüler diye Avram’ın mucizevi kurtuluşuna nasıl inanabilirlerdi? Tam tersine bu, onların yanlış inançlarını kuvvetlendirmeliydi. Sedom kralı elbette bir putperestti. Sedom kralı, putların onu kurtardığını, putların hakiki güce sahip olduğunu düşünecekti, o halde putları inkar eden Avram niye kurtarılmış olsun?
Ancak gerçekte, Sedom kralı kuyuya düştüğünde, Avram yanından geçiyordu ve onun kurtulmaya çalıştığını gördü. Sonra, Kral mucizevi biçimde kurtulduğunda, bu mucizenin Avram’ın liyakatı nedeniyle olduğu açıktı. Sonra insanlar, Avram’ın kendisine mucizeler verilmesini hak ettiğini anladı.11
Amora kralı, öte yandan, Avram oradan geçmeden önce kuyuda öldü.
O zamanlarda, hiç kimsenin bir kişinin ateşten veya benzer bir felaketten doğaüstü biçimde kurtarıldığını duymamış olması mümkündür. İnsanlar putperestlikten fayda sağlamaya çalıştıklarında, bu faydaların doğal yollarla gelmesini bekliyorlardı. Hiçbir mantıklı, doğal açıklamanın olmadığı olayları asla duymamışlardı.
Bu nedenle Yitro, apaçık doğaüstü bir mucize olan Kızıl Deniz’in yarıldığı haberini duyduğunda, “Tanrı’nın [varsayılan] tüm ilahlardan büyük olduğunu şimdi [daha iyi] anlıyorum…” (Çıkış 18:11) dedi. Benzer şekilde, ancak doğal biçimde açıklanamayan belaları gördükten sonra Paro, Tanrı’ya inandı. İlk bela Paro’yu ikna etmedi, çünkü; “medyumlar gizemli yöntemlerini kullanarak aynı etkiyi sağladılar” (Çıkış 8:3).
Bu nedenle, insanlar Avram’ın ateşli fırından kurtulduğunu görünce, bunun gerçek bir mucize olduğuna inanmadı. Ama, Sedom kralının katran kuyusundan kaçtığını görünce, mucizelerin mümkün olduğunu gördüler ve sonra Avram’ın mucizesine de inandılar.
Putperest uygulamalar sonucunda gerçekleşebilecek herhangi bir mucize, doğal yollar ile açıklanabilir. Sedom kralı, bir mucize sonucu kurtulunca, mucizelerin putperest uygulamalarının gücünün ötesinde gerçekleşebildiğini gördüler. Bu güç Tanrı olmalıydı. Bu nedenle, Avram’a gerçekleşen mucizeye inandılar ve onu kurtaranın hiç şüphesiz Tanrı olduğunu bildiler.12
NOTLAR:
10. Raşi.
11. Ramban.
12. Mizrahi; Yafeh Toar, sayfa 252.