Tanrı [böylece] göğü yaptı ve göğün altındaki suyla göğün üstündeki suyu birbirinden ayırdı; ve öyle kaldılar.
Tanrı’nın sözünün gücü ile yukarıdaki suların boşlukta asılı kaldığını bu ayet bize öğretir.3 Yeryüzüne bağlı suların tersine, göğün üzerinde dalgalanmaktadırlar.
Eski zamanlarda, Yahudi olmayan bir kişi Rabbi Meir’e bunun nasıl mümkün olabileceğini sordu.4 Rabbi Meir, altında küçük delikler, üzerinde suyun doldurulabileceği daha büyük bir delik olan bir testi getirdi. Testinin üstündeki boşluk sıkıca kapatıldığında altındaki deliklerden su akmıyor, üstteki boşluk açık bırakıldığında ise alttaki deliklerden su akıyordu.
Bilim adamları bunun nedenini doğanın boşluktan nefret etmesi olarak açıklar. Testinin üstü kapatıldığında su kaçamaz, çünkü; bu testinin içinde bir boşluk oluşturur. Üstü açık olduğunda ise, kaçan su yerine hava dolabilir, bu nedenle su akabilir.
Soruyu soran kişi, bundan haberdar değildi. Testinin üzerini her ne kadar altın ve gümüşten levhalar ile kapatmaya çalışsa da başarılı olamadı. Rabbi Meir, parmağı ile testinin üstünü kapatınca, su testinin içinde kaldı. “Gördüğümüz gibi, bir parmak suyu tutup, kaçmasını engelleyebiliyor ama başka şeyler bunu başaramıyor. Büyük ve güçlü Evren’in Kralı kesinlikle suyu yerinde tutabilir” dedi. Bu açıklama Yahudi olmayan kişiyi tatmin etti.
Göğün üzerinde bulunan “su” fiziksel su değildir. “Ruhsal töz” dediğimiz eterik bir akıcıdır.5 Yine de, bunun gerçekten bir anlamda su olduğuna inanmalıyız. Kral David şöyle söylemişti, “Ey göklerin gökleri ve göklerin üstündeki sular, O’na övgüler sunun” (Mezmurlar 148:4).6
Cehennemdeki sular, sıcaklık nedeniyle tuzlu olur. Kral David, suyun ateşte giderek daha tuzlu hale geldiğini farketmişti.
Bir ırmak derinliklerden çıkar, bir diğeri cehennemden çıkar ve ikisi bir noktada birleşecek gibi görünür. Son anda, gök bu ikisinin arasına girer, cehennemden gelen sular yerlerine döner, derinliklerden gelen suları zehirlemez. Cehennemden gelen suların hiçbirinin kaçmaması mümkün değildir, bu nedenle bazı su kaynakları acı ve zehirlidir.7 Kutsal Topraklar’daki su kaynakları ise sağlıklı sular verir ve bazı iyileştirici etkilere sahiptir.
Gök, ilk gün yaratılmış olmasına rağmen, gökkubbe ikinci gün yaratılmıştır. Bu kubbe, Hezekiel’in Hayot meleklerinin başlarının üzerinde görmüş olduğu kubbedir.8 Bu kubbenin, Gelecek Dünya’da doğru kişilerin faydalanması için hazırlanmış parlak bir ışığı vardır. Yazılmış olduğu gibi, “Bilgeler gökkubbe gibi parlayacaklar” (Daniel 12:3).
Yukarıdaki ve aşağıdaki suların arasındaki kubbe, aşağısı ile yukarısı arasında uzlaşıyı sağlamaya hizmet eder.9 Aşağıdakiler şöyle şikayet edebilirdi, “Niçin siz yukarıda, biz aşağıdayız?” Dünya, uzlaşma olmadan var olamayacağı için, çatışmanın olduğu yerde, iyilik büyümeyeceği için, Tanrı bunları ayırmak için bir gökkubbe yaptı.
NOTLAR:
- Karşılaştır. [R. Yitzhak] Abarbanel, Tora Açıklaması (Venedik, 1604), s.13
- Yafeh Toar 29b; Bereşit Rabba 4.
- Alşih; Şevile Emuna
- Zohar Hadaş 10d; [Rabbi Titzhak ben Yosef Caro,] Toledot Yitzhak (İstanbul,1518).
- Zohar Hadaş 11a, 15b.
- Pirkey Rabbi Eliezer; Yalkut
- Zohar, VaYikra