Sara’nın yaşamı yüz yıl, yirmi yıl ve yedi yıldı. Bunlar Sara’nın yaşam yıllarıydı.
HAYE SARA BÖLÜMÜ
Şimdi Haye Sara peraşasını (bölümünü) ele alacağız. Tora’da bu peraşa dört bölüme ayrılmıştır.
YARATILIŞ 23. BÖLÜM
1. BÖLÜM
Akeda¹ Sara’nın ölümüne sebep oldu. (Sara, Akeda’dan hemen sonra öldü; bu bilgi aynı zamanda Akeda’nın tarihini de belirlememize imkân verir.) Olay şöyle gelişti:
Satan², Avraam ve Yitshak’ı sözleriyle ikna edemeyeceğini görünce, başka bir yol denedi. Kendini bir deve üzerinde yaşlı bir adam kılığında gizledi ve Beer Şeva’da bekleyen Sara’nın yanına gitti. Ona şöyle dedi:
“Başına ne geldiğinin farkında değil misin? Kocan senin kıymetli oğlunu aldı, bir sunak yaptı, onun ellerini ve ayaklarını bağladı ve onu insan kurbanı olarak sundu. Yitshak bağırdı, merhamet için yalvardı; ama o hiç acımadı.”
Sara bunları duyunca acıyla haykırdı, başını duvara vurdu, o kadar perişan oldu ki, Hebron’a doğru dağlık arazide çılgınca dolaşmaya başladı, karşılaştığı herkese onları görüp görmediklerini sordu. Hizmetçilerini, Şem ve Ever’in³ akademisine ve başka yerlere yollayarak onları bulmalarını istedi.
Sara Hebron’a ulaştığında orada yaşayan üç devi —Ahiman, Şeşay ve Talmay— aradı ve yaşlı bir adamla üç genç adam görüp görmediklerini sordu. Onlar şöyle cevap verdiler:
“Bir dağda yaşlı bir adamla genç bir adam gördük. Genç olanın elleri ve ayakları bağlıydı ve yaşlı olanın elinde bir bıçak vardı. Sonra bir bulut dağı kapladı ve başka hiçbir şey göremedik.”
Sara üzüntüden kendini kaybetti. Tam o sırada Satan, farklı bir kılıkla tekrar ortaya çıktı. Ona niçin böylesine ağladığını sordu, Sara da olanları anlattı. Satan, “Sana bu hikâyeyi anlatan yaşlı adama (önceki kılığına atıfta bulunuyordu) sakın inanma. O bilinen bir yalancıdır. Ben Yitshak’ı az önce sağ salim gördüm.” dedi.
Sara bu sözleri duyunca öyle büyük bir sevinç yaşadı ki, şok geçirerek öldü.⁴
Tora bize Sara’nın 127 yıl yaşadığını ve Hebron’da öldüğünü bildirir. Sonrasında şu sözleri tekrarlar: “Bunlar Sara’nın yaşam yıllarıdır.” Bu tekrar gereksiz gibi görünebilir. Tora burada Sara’nın bu sayının ötesinde yaşamaya mukadder olmadığını öğretir. Bir kişi Sara’nın sadece Satan’ın sözlerini duyunca ölmesinden dolayı erken öldüğünü sanmamalıdır. Aslında onun bu yaştan daha uzun yaşaması takdir edilmemişti; ne bir gün eksik, ne bir gün fazla. Tanrı bir sadığın ömrünü tam olarak verir; bir gün bile eksik almaz. Fakat doğrudan sebep bu şoktu.⁵
Kral David’in Tanrı’dan ne kadar yaşayacağını öğrenmek istediğini görürüz. Şöyle demişti: “Tanrım, sonumu bana bildir; günlerimin sayısının ne olduğunu bana bildir.” (Tehillim 39:5)⁶
Tanrı şöyle cevap verdi: “Uzun zaman önce hiçbir insanın ölüm zamanını bilmemesi gerektiğine hükmettim. Fakat sana bir şey söyleyeceğim: Şabat günü öleceksin.”
David, “Pazar günü ölmeyi çok daha çok isterim. O zaman insanlar beni onurlandırabilir ve ardından ağıt yakabilirler. Şabat günü ölürsem, insanlar bedenime dokunamayacak bile, hemen gömülmek zorunda kalacağım, ağıt olmayacak.” dedi.
Tanrı, “Bu imkânsız. Pazar günü geldiğinde, oğlun Şelomo’nun kral olma zamanı gelmiş olacak. Bir saltanat diğerinden bir kıl kadar bile alamaz.” dedi.
David, “O zaman daha erken, Cuma günü öleyim.” dedi.
Tanrı, “‘Avlularında bir gün, bin günden daha iyidir’ (Tehillim 84:11). Senin bir gün daha Tora çalışmanı, oğlun Şelomo’nun Tapınak’ı inşa ettiğinde sunacağı bin kurbandan daha çok tercih ederim.” dedi.⁷
Kral David, Şabat günü öleceğini kesin olarak biliyordu. Sürekli Tora çalışan biri olmasına rağmen, Şabat günü 24 saat boyunca hiç ara vermeden Tora çalıştı. Ölüm meleği geldiğinde ona dokunamadı; David’in ağzı hiç durmadan Tora sözleri söylüyordu.
Zamanı geldiği için Ölüm Meleği sarayın avlusuna gitti ve ağaçları şiddetle sallamaya başladı. David, Tora’yı ezberden okuyarak ne olduğunu görmek için dışarı çıktı. Ağaçlardaki sesleri duyunca bir merdiven aldı ve çıkıp bakmak istedi. Ancak Satan merdivenin basamaklarından birini gevşetmişti; David’in ayağının altından kayınca Tora okumayı bir anlığına bıraktı ve o anda öldü.⁸
Bu, Sara’nın başına gelenle çok benzerdi.
Bu aslında Sara için bir cezaydı; her zamanki gibi Tanrı cezayı işlenen davranışa uygun kıldı. Daha önce defalarca belirttiğimiz gibi Tanrı sadıklarına kıl kadar hassas ölçüyle davranır. Sara’nın “suçu” bir oğlu olacağı söylendiğinde gülmesi ve bunu reddetmesiydi. Cezası da Satan’ın sözlerini inkâr etmesi ve bu inkârı duyunca şoktan ölmesiydi.
Başka bir görüş ise Sara’nın ömrünü tamamlamadan öldüğünü söyler.⁹ Sara, kocası Avraam’a cariyesi Hagar ile evlenme izni vermişti; fakat evlendikten sonra Hagar kibirlenmiş ve Sara’ya tepeden bakmıştı. Sara, Avraam’a öfkelendi ve “Tanrı benimle senin aranda yargılasın” dedi (16:5). Bu bir kusur olarak değerlendirildi. Şem ve Ever’in akademisi bir mahkeme işlevi görüyordu; Sara, Hagar’ın akıbetini belirlemek için kocasını mahkemeye götürmeli, sadece onu azarlamakla yetinmemeliydi.
Bir kural vardır: Eğer biri başka biri için dua ederse ve kendisi de aynı şeye ihtiyaç duyuyorsa, önce onun duası kabul edilir. Tersi de doğrudur: Eğer biri başkasına beddua eder, Tanrı’dan adalet isterse, bu sözler göğe çıkar ve önce o cezalandırılır. İyi bir insan bile olsa, başka birine karşı Tanrı’dan adalet talep ederse, büyük bir felaketten kaçamaz. Çünkü Tanrı’dan birini yargılamasını istemek, kişinin kendi davranışlarının titizlikle incelenmesine ve tüm günahlarının hatırlanmasına sebep olur.¹⁰
Sara’nın ömrü daha uzun olmalıydı ve Avraam’dan önce ölmemeliydi. O, hem sadakat hem de peygamberlik açısından Avraam’dan daha üstündü. Ama başka biri için ilahi yargı istemesi hayatının kısalmasına sebep oldu.
Böylece Avraam 175 yıl yaşarken Sara sadece 127 yıl yaşadı. Sara Avraam’dan 10 yaş küçüktü; bu nedenle ondan 58 yıl önce öldü. Toplamda Avraam’dan 48 yıl daha az yaşadı.
Bu ayetin dilinden de önemli bir ders öğreniriz. (İbranice’de çoğul yalnızca ondan az şey için kullanılır; ondan fazlası için tekrar tekil forma dönülür.) Bu ayette Tora şöyle der: “Sara’nın yaşamı yüz yıl (shanah, tekil), yirmi yıl (shanah, tekil) ve yedi yıl (shanim, çoğul) idi.” Burada “yüz” için tekil shanah, “yedi” için ise çoğul shanim kullanılmıştır.
Bu bize şu dersi öğretir: Bu dünyada kendini küçük gören, Gelecek Dünya’da büyük ve onurlu olacaktır. Kendini büyük gören, orada küçük olacaktır. Bu nedenle “yüz” ve “yirmi” için tekil kullanılmıştır. Bunlar büyük sayılar gibi görünür ama aslında küçüktür. “Yedi” ise çoğul olarak alınmıştır; çünkü bu dünyada alçakgönüllü davranan ve kendini küçük gören kişi, Gelecek Dünya’da büyük ve önemli olacaktır.¹²