Yaratılış 15:1

YARATILIŞ 15.BÖLÜM

BÖLÜM 4

Bu olaylardan sonra, Tanrı’nın Sözü, Avram’a bir vizyonla geldi: “Korkma Avram” dedi. “Ben sana kalkanım. Ödülün çok büyüktür”

Tora bize bu büyük savaştan sonra Avram’ın, Tanrı’nın ona “Korkma. Ben senin kalkanın ve koruyucun olacağım. Ödülün çok büyük olacak” dediği bir peygamberlik vizyonu gördüğünü söyler.

Bu sorgulanabilir. Avram neden korksun ve Tanrı’nın güvencesine ihtiyaç duysun? Eğer Tanrı bunu dört kral ile savaştan önce söylemiş olsaydı, anlaşılır olurdu. Savaşla yüzleşmeden önce ihtiyacı olduğu cesaretlendirmeyi vermesi gerekirdi. Avram zafer kazandığına göre, Tanrı niçin “Korkma” demiştir? Neden korkacaktır?

Avram, birçok sebepten dolayı korkuyordu.

1. Dört kralın karşısında binlerce insan öldürmüştü. Onların kötü oldukları ve ölümü hakettikleri doğrudur. Sedom’da birçok insanı öldürmüşlerdi. Ayrıca Lot’u tutsak almışlar ve Avram’ı öldürmek için birçok yolu denemişlerdi. Avram yine de çok endişeliydi, çünkü; aralarında bazı iyi insanların olmaması neredeyse imkansızdı. Bu dürüst kişiler, kendi istekleri dışında askere çağrılmış oldukları için savaşa katılmış olabilirlerdi. Daha önce bahsetmiş olduğumuz gibi, Avram bu savaşı mucize sonucunda kazanmıştı, ama yine de dürüst kişilerin kötülerle birlikte öldürülmüş olması mümkündü.

Bu durum felaket zamanlarında genellikle geçerlidir. Genel kural şudur, “Yıkıcı’ya yetki verildiği zaman, dürüst ile kötü kişi arasında ayrım yapmaz.”1 Avram’ın düşmanlarına attığı toz, kötüleri olduğu kadar dürüstleri de kolayca öldürebilirdi. Dürüst kişileri de öldürmüş olabileceği Avram’ın aklına takılmıştı ve Tanrı tarafından cezalandırabileceğinden korkuyordu.2

Yasaya göre, Yahudi olmayan kişinin [yedi evrensel buyruğa aykırı davranmaktansa] eziyet çekmesi gerektiğine dair bir buyruk yoktur.3 Bu buyruklar şunlara karşı yasakları içerir, (1) putperestlik, (2) cinayet, (3) zina ve ensest, (4) canlı bir hayvanın etini yemek, (5) Tanrı’yı lanetlemek, (6) çalmak ve (7) adalet için mahkemeler kurmak. Bu nedenle, eğer Yahudi olmayan bir kişiye “Bu puta tap, yoksa öldürüleceksin” denirse, hayatını kurtarmak için putperestlik yapmasına izin verilir. Aynısı zina ve ensest için geçerlidir. Bir Yahudi ise, elbette, bu buyrukları ihlal etmektense canını vermelidir. [Bir Yahudinin öldürüleceğini bilse dahi, işleyemeceği üç günah şunlardır: Putperestlik, cinayet ve zina veya ensest.]

Bu kurala bir istisna vardır ve bu da cinayettir. Yahudi olmayan biri bile, cinayet işlemektense canını vermelidir.4

Durum böyle iken, Avram’ın neden dürüst bir kişiyi öldürmüş olabileceğine dair bu kadar endişe duyduğu merak edilebilir. Bir kişi ona savaş açıyorsa, kendi isteği dışında askere getirilmiş olsa bile, bu onu kötü yapar. Savaş, insan öldürmeyi içerir ve Yahudi olmayan biri bile savaşa katılmaktansa eziyet edilmeye razı olmalıdır.

Eziyet edilmek nadiren tercih edilir seçenektir. Bir kişi eziyet çekmektense birini öldürürse, işlemiş olduğu cinayet nedeniyle ölüm cezasına çarptırılmaz, çünkü; bunu baskı altından yaptığı kabul edilir. Alacağı her ceza Tanrı’dan gelmelidir. [Bu nedenle Avram, öldürülmeyi hak etmeyen böyle kişileri öldürmüş olabileceği konusunda kaygılanıyordu.]5

Ayrıca aşçılar, nöbetçiler, ambar memurları ve köleler gibi savaşa katılmayanlar vardı. Avram, böyle masum kişileri öldürmüş olabileceğinden endişeleniyordu.

2.Avram ayrıca öldürmüş olduğu tüm kişiler kötü olsa bile, bu kişiler iyi bir soya sahip olabilirlerdi. Avram bir peygamberdi ve onları öldürmeden önce bu olasılığı düşünmüş olmalıydı. Ayrıca birçoğunun dinini değiştirmiş olması mümkündü. Kötü kişilerin dinini değiştirmek Avram’ın hayattaki ana görevlerinden biri olduğu için, insanları öldürmüş olduğu için çok kederliydi.6

3.Avram, öldürmüş olduğu kişilerin çocuklarının ve akrabalarının birleşip kendisine karşı savaş açacağından korkuyordu. Bir kez mucize sonucunda kurtulmuştu, ama mucizeler her gün gerçekleşmez.

4.Savaşta kazanmış olduğu tüm ganimet Sedom’a ait olduğu için korkuyordu. Kötülerin malları ile servet sahibi olabileceği için kaygılıydı.7

5.Başka bir neden, Noah Peraşası’nda bahsetmiş olduğumuz gibi, mucizelerin genellikle bir karşılığı olmasıdır. Bir kişi bir mucize yaşarsa, bunun karşılığı haketmiş olduğu hesaptan düşülür. Avram, bu savaşı kazanarak, haketmiş olduğunun tümünü kullandığından endişelenmişti.8

6.Avram ayrıca şöyle dedi, “Evrenin Efendisi: Noah’ı sevdin ve onun soyundan gelenleri yok etmeyeceğine söz verdin. Dört kral kötü olsa da, yine de Noah’ın soyundandılar ve liyakatlarının onları koruması gerekiyordu. Birçok iyi iş yapmış olmam ve ibadette bulunmam nedeniyle, onları mağlup etmeyi hakettim. Gelecekte benden daha çok liyakata sahip biri olursa ne olacak? Bana söz verdiğin her şeyi yok mu edecek?”

7.Avram korkuyordu, çünkü; bir azizin laneti nedensiz bile olsa, genellikle yerine gelir. Bunun bilinen örneği, Rahel babasının heykellerini aldığında Yaakov’un Rahel’i lanetlemesidir (Yaratılış 31:32). Bu nedenle Avram, Şem’in soyundan gelen dört kralın ordularını öldürdüğü için Şem’in kendisine beddua etmesinden korkuyordu.

Avram, Şem’in [kendisini kutsamış olmasına rağmen], hala yüreğinde kendisine karşı kötü niyet beslemesinden endişeleniyordu. İnsan doğası gereği, kendisine kötü davranıldığında karşılığını veremiyorsa, yanlış yapana gece gündüz beddua eder.

Tanrı bu nedenle ona güvence verdi, “Korkma Avram. [Eğer öldürmüş olduğun insanların soyunun sana saldıracağını ya da Şem’in bedduasının sana zarar vermesinden endişe duyuyorsan,] Ben sana kalkanım. [Eğer liyakatını kaybetmiş olmaktan ya da senden daha fazla liyakata sahip birisinin olmasından endişe duyuyorsan,] Ödülün çok büyüktür.”

O zamana dek, daha önce yazmış olduğumuz gibi, Avram peygamberliği sadece [rüyada] gece deneyimlemişti. Bu zamandan sonra, İlahi Mevcudiyet ona gündüz de konuştu. Avram, bu değişiklik nedeniyle endişeliydi.9

Peygamberliği anlatmak için on kelime kullanılır:10

VizyonHazonחָזוֹן
KonuşmaDiburדִבּוּּר
SöylemeAmira אֲמִירָה
Akış11Hatafaהַטָפָה
PeygamberlikNevuaנְבוּּאָה
BuyrukTsivuצִיווּי
Yük12Masaמַשָׂא
Kıssa13Maşalמָשָׁל
Metafor14Melitzaמְלִִיצָָה
Alegori15Hidaהִידָה

Bu terimler, peygamberler tarafından deneyimlenen on mistik seviyeye karşılık gelir. Peygamberler kitapları ile ilgili yorumumu yazarken, bu terimlerin her birini açıklamayı umuyorum.

[Bu seviyelerin en yükseği Vizyondur ve sonra Konuşma gelir. Tora, “Tanrı’nın sözü (konuşma) Avram’a bir vizyon ile geldi,(Yaratılış 15:1)] dediğinde, bu deneyimin en üst iki düzeydeki peygamberliği içerdiğini belirtir, Vizyon ve Konuşma. Bu deneyim o kadar eziciydi ki, Avram korktu, Tanrı bu nedenle ona “Korkma, Avram” dedi.

Tanrı ayrıca ona, “Korkma, Avraam. Seni endişelendiren tüm bunlarla ilgili kaygılanmana gerek yok. Öldürmüş olduğun kişiler içinde doğru insanların olabileceğinden veya doğru kişilerden oluşan bir soya sahip olabileceklerinden korktuğunu biliyorum. Ama sana bir örnek vereyim:

“Bir keresinde bir adam saray bahçelerine girmiş, bir yığın diken görüp bunları yakmak için almış. Kapıdan çıktığında kralın kendisine baktığını görmüş. Kraldan bir şey çaldığı için cezalandırılabileceğini düşünerek saklanmaya çalışmış. Kral ona, “Bana gel, benim iyi yurttaşım, korkacak bir şeyin yok. Bu dikenleri alarak, bana bir iyilik yaptın. Onları aldırmak için birini kiralamak zorundaydım. Niyetin benim bahçemi temizlemek olmasa bile, bu dikenleri kendi yararın için almış olsan da, yapmış olduğun işten yarar gördüm. Bu nedenle seni ödüllendireceğim.”

“Aynısı senin için geçerli. Öldürmüş olduğun tüm kişiler, dikenler gibi zararlı, tümüyle kötülerdi. Onlardan iyilik gelmezdi. Onları öldürdüğün için cezalandırılmamakla kalmayacak, aynı zamanda bunu yaptığın için ‘Ödülün çok büyüktür.’”

Bu nedenle Tora’nın buyruklarından biri şudur, “Arandan kötülüğü yok etmelisin” (Yasa’nın Tekrarı 13:6).16

Talmud, Rabbi Şimon bar Yohay’ın oğlu Rabbi Elazar’ın görevi hırsızları infaz etmek olan bir hükümet memuru ile tanışmasını aktarır. Memura sorar, “Doğru adamı öldürdüğünden nasıl emin oluyorsun? Belki yakaladığın adam masum ve gerçek hırsızlar kaçtı. Her hilelerini bilmediğin açık, masum bir insana komplo kurabilirler.”

“Ne yapabilirim?” diye yanıtladı görevli. “Emirlere tabiyim ve imparatora karşı çıkmak imkansız.”

Rabbi Elazar şöyle yanıtladı, “Sana ne yapacağını öğreteceğim. İlk olarak, sabahları saat on civarında, genelde kahvaltı zamanında, insanlar işe gitmeden önce, restoran ve kafeleri dolaş. Sabah içeceklerini içerken uyuklayanları görürsen, onlara sor. Eğer bir bilgin çıkarsa, onun Tora çalışması için şafaktan önce kalktığı için uykulu olduğunu kabul edebilirsin. Eğer bir zanaatkar ise, iş yapmak için şafaktan önce kalktığını kabul edebilirsin. Eğer kimse onun evde çalıştığını duymamışsa, kimseyi uyandırmamak için gürültü yapmadan çalıştığını kabul edebilirsin. Gürültü yapmayan dikiş yapıyor ya da yazı yazıyor olması da mümkündür.

Ama araştırıp, bu kişinin ne bilgin ne de zanaatkar olmadığını anlarsan, geceleyin yasal olmayan bir işle uğraştığından emin olabilirsin ve onu yakalayabilirsin. Kahvaltı vaktinde uyuklamaktadır, çünkü; geceyi hırsızlık veya başka hileli işler ile ayakta geçirmiştir.”

[Memur, suçu kökünden kazımada çok başarılı olur,] ve vali Rabbi Elazar’ın planından haberdar olur. Beklendiği gibi etkilenerek, “Yazıyı okuyan, onu yerine de getirsin” dedi. “[Rabbi Elazar hırsızlarımızı araştırmada bu kadar başarılıysa, onları infaz eden de o olsun.] Ondan daha iyisi yok.” Rabbi Elazar, valiye çağrıldı ve güvenlik memuru olarak görevlendirildi. Suçluları yakalamada çok başarılı oldu [Yahudi ve Yahudi olmayanlardan].

Rabbi Yeoşua ben Karha ona bir mesaj gönderdi, “Tanrı’nın halkının öldürülmesini sağlamaya ne kadar daha devam edeceksin?”

“Bahçedeki dikenleri temizliyorum” diye yanıtladı Rabbi Elazar.

Rabbi Yeoşua şöyle karşılık verdi, “Bırak, bahçenin Sahibi, sahibi olduğu dikenleri temizlesin.” Tanrı’nın Kendisi’nin kötüleri yok edeceğini düşündü.

Bir gün, bir çamaşırcı Rabbi Elazar ile karşılaşır ve ona “Şarabın oğlu, sirke” diye hitap eder. Büyük aziz [Rabbi Şimon bar Yohay’ın] oğlu olduğu halde, çamaşırcıya göre kötü biriydi.

Rabbi Elazar, bu çamaşırcı hakkında hiçbir şey bilmediği halde, bu kadar saygısızca davrandığını görerek, onun bir suçlu olduğunu düşündü. Onu yakalayarak, asılması için infazcıya teslim etti. Bir süre sonra, Rabbi Elazar sakinleşti ve en zayıf delile dayanarak adamı ölüme mahkum ettiğini anladı. İdam sehpasına doğru çamaşırcıyı kurtarmaya koştu ama vardığında adam asılmıştı.

Rabbi, idam sehpasının altında durdu ve acı acı ağladı. Çamaşırcı ona hakaret etmiş olsa da, suç oluşturan bir şey yaptığına dair delili yoktu. Sadece kahvaltıda uyukladıkları için ölüme mahkum etmiş olduğu diğer tüm insanlar için pişmanlık hissetmeye başladı. Bu, en fazla dolaylı bir kanıttı, masum insanları öldürmekten sorumlu olabilirdi.

İnsanlar Rabbi Elazar’a, “Üzülme. Bu adam ve oğlu geçen Yom Kippur’da genç bir geline tezavüz etti” dedi.

Rabbi Elazar ellerini karnına koydu ve şöyle dedi, “Sonuç olarak, içimden gelen sese güvenebilirim. Tanrı’ya şükür, suçunu sorguladığım bu adam bile suçlu çıktı. Suçluydu ve cezası ölüm olan bir suç işlemişti. Bu nedenle, bir insanın suçlu olduğuna emin hissettiğimde, hata yapmadığıma emin olabilirim.”17

İnsanlar çamaşırcının oğlunun görünüşte nedensiz biçimde tecavüz ettiğini belirtti. Ama Rabbi Elazar’ın başka bir endişesi vardı: Çamaşırcı kötü olsa da, oğlu dürüst olabilirdi. Roma yasasına göre bir kişi hükümet tarafından infaz edilirse o kişinin mirasçıları olsa bile, tüm mallarına devlet tarafından el konur. Rabbi Elazar, iki hata yapmış olmaktan korktu: çamaşırcıyı ölüme mahkum etmek ve çocuklarını miraslarından mahrum etmek. Bu nedenle insanlar ona hem adamın hem de oğlunun kötü olduğunu ve aynı suçu işlediğini söyledi.18

Rabbi Elazar’ın içi rahat değildi; hala yapmış olduğu konuda kaygılıydı. Kendisini en küçük bir günah izine sahip olup olmadığı konusunda test etmeye karar verdi. Kendisinin narkoz verilip, steril mermer bir bölüme yerleştirilip, hekimlerin kendisinden küçük bir parça yağ almasını sağladı. Operasyon bitince, yağı sıcak yaz güneşi altına yerleştirdi. Bazı et lifleri içermesine rağmen, yaz sıcağında hiç bozulmadı. Rabbi Elazar, kurt ve kurtçukların onun bedeni üzerinde hiçbir gücü olmayacak kadar kendisinin dürüst olduğunu görerek sevindi. Şu ayeti söyledi, “Bedenim güven içinde durur” (Mezmurlar 16:9), suçluların canını kıymaya layık olduğu için memnun oldu.

[Yine de, kötü olsalar da bir kişi diğerlerini cezalandırmada acele etmemelidir.] Talmud, Rabbi Yeoşua ben Levi’nin onu çok rahatsız eden ateist komşusunu aktarır. Sürekli rabbi ile tartışmaya çalışır, onun inancının köklerine meydan okuyan sorular sorardı. Rabbi, kendisini bu ateistten kurtarmak için ona beddua etmeye karar verdi.

Tarı’nın şu ayete, “Tanrı her gün öfkelenir” (Mezmurlar 7:12) dayanarak, her gün mistik bir öfke haline girdiği öğretilir. Bu öfke bir an sürer, yazılmış olduğu gibi, “Öfkesi bir an sürer” (Mezmurlar 30:6). Ayrıca şu da yazılmıştır, “Öfkesi geçene dek bir an gizlenin” (Yeşaya 26:20). Bu öfke dönemi, günün ik üç saati içinde bir zamandadır ve Balam dışında hiçbir kişi tam o anı bilemez. Bu, Balak Peraşası’nda anlatılmıştır.

Bir kişi, tam bu öfke anında beddua ederse, bu dua yerine gelir. Rabbi Yeoşua, ateiste beddua etmek için mistik araçlar kullanarak tam bu anı tespit etti. Sabırla bekledi ve belirli zaman gelmeden hem önce uyuya kaldı. Uyandığında şöyle dedi, “Yapmayı planladığım doğru değildi.” Şöyle yazılmıştır, “[Tanrı’nın] Merhametleri de bütün işleri üzerindedir” (Mezmurlar 145:9).19

Talmud, ayrıca bir grup suçlunun Rabbi Meir’in yakınlarında yaşayıp ona tarifsiz sıkıntılar verdiğini aktarır. Başka ne yapacağını bilemeyip, Rabbi onların ölmesi için dua etti. Eşi Beruriya onu duyunca, bu şekilde dua etmesinin yanlış olduğunu söyledi. Eşi şu ayeti söyledi, “Günahlar dünyadan sökülüp atılsın” (Mezmurlar 104:35). Ayet, günahkarlar (חוֹטְאִים) sökülüp atılsın dememektedir, günahlar (חַטָאִים) sökülüp atılsın demektedir. Bu ayet, Mezmurcu’nun günahların sökülüp atılması ve Kötü Dürtü’nün sona ermesi için dua ettiğini belirtir. Sonra ayet şöyle sona erer, “Artık kötüler olmasın.”20

Beruriya, Rabbi Meir’e komşularının tövbe etmesi ve yanlış işler yapmayı bırakması için dua etmesini tavsiye etti. Onların ölmesi için dua etmesi günahtır. Kötü Terah’ın oğlunun Avraam olması gibi, kötü kişilerin de dürüst çocuklara sahip olması her zaman mümkündür. Bunun yerine, tövbe etmeleri ve İlahi cezadan kurtulmaları için dua etmesi gerektiğini tavsiye etti.21

Benzer biçimde Mar Ukva’nın Rav Elazar’a mektup göndererek şu soruyu sorduğunu görürüz, “Bana zürekli eziyet eden belirli biri var, ama kendimi onu yetkililere ihbar etme düşüncesinden kurtarabiliyorum. Bu uygun mudur?”

Raz Elazar şöyle yanıtladı, “Sana büyük ıstırap verseler de, katlanmalısın ve kan dökülmesinden suçlu olmamalısın. Bu kişiler suçlular bile olsa bu geçerlidir. Kendini sabırla donat ve onlar Tanrı tarafından cezalandırılacaktır.” Rav Elazar’ın verdiği yanıtın yerine ulaşmasından uzun süre geçmeden, Mar Ukva’ya eziyet eden kişi hırsızlıktan yakalandı ve infaz edildi.22

Bu üç hikaye bize biraz zorluk oluşturmaktadır, çünkü; doğru yolun Avram’ın yaptığının tam tersi olduğunu belirtiyor gibidirler. Dahası, Rabbi Elazar neden suçluları yok etmekten memnundur?

Gerçekte, her şey bir kişinin niyetine bağlıdır. Eğer bir kişinin niyeti Tanrı’nın “Arandan kötülüğü yok etmelisin” buyruğunu yerine getirmek ise, o halde bu erdemli bir harekettir. Bununla ilgili şöyle söylenmiştir, “Kötünün kanının dökmek, Tanrı’ya sunu getirek gibidir.”23 Bu nedenle, Sanhedrin’in (eski Büyük Mahkeme) ölüm cezası verme yetkisine sahip olduğunu görürüz.

Avram’ın öldürmüş olduğu krallar ölümü haketmişti, çünkü çok sayıda masum insanı öldürmüşlerdi. Tanrı bu nedenle Avram ile aynı fikirdeydi. Ama kötü bir kişi veya suçlu, ölüm cezası gerektirmeyen bir suç işlemişse, ölümlü insanlar onu öldürmeye kalkmamalıdır; cezasının Tanrı tarafından verilmesini beklemelidir.24

Tanrı, Avram’a konuşmayı sürdürerek, “Bu kralların çocuklarının sana saldırmasından ve seni mağlup etmesinden endişe ediyorsun. Ama nasıl ki güçlü bir kalkan tüm ok ve mızrakları geri çevirebilir, sen de sana saldıran her ulusu geri çevirebilirsin.

Senin için yapmış olduğum ve yapacak olduğum tüm mucizeler birer ödüldür. Bu mucizelerin senin liyakatını düşüreceğini düşünme. Tüm ödülün Gelecek Dünya’da sana verilmek üzere ayrıldı. Bu dünyada sana verdiğim her ödül, kazanmış olduklarına ilavedir.25

Avram’ı ben zengin ettim” (Yaratılış 14:23) diyemesin diye Sedom kralı için bırakmış olduğun ganimet için de seni ödüllendireceğim. Çünkü, Bana tamamen güvendin ve kazanmış olduğunun tüm servetten zevk almayı reddettiğin için, büyük bir ödül almayı hakettin.”26

Bunların tümü “Ben sana kalkanım. Ödülün çok büyüktür” ayetinde ima edilmiştir.

Tanrı ayrıca ona şöyle dedi, “Sana daha önceki nesiller tarafından bilinmeyen başka bir kavramı bildireceğim. Noah, kendi tüm neslini koruyacak bir azize baba olmadı. Bu nedenle, kendi soyundan gelen kişilerin senden kaçabilmesi için yeterli liyakate sahip olmadı; ayrıca onlar kötü kişilerdi. Ama senin soyunda büyük azizler olacak – sadece bir tane değil, ama her nesilde birkaç kişi. Her nesilde, o nesli koruyacak 36 kişi olacak. Sana kızgın olduğumu düşünme, tam tersine, seni çok seviyorum.”27

NOTLAR:

  1. [Bava Kama 60a.]
  2. Bereşit Rabba; Zohar, sayfa 88.
  3. [Yad, Melahim 10:2
  4. Rabbi Moşe ibn Haviv. Bu ayrıca Rabbi Eliyahu Mizrahi’nin VaYişlah Peraşası’ndaki sorusunu da yanıtlar.
  5. Yafeh Toar.
  6. Bereşit Rabba; Yalkut Reuveni, Gerim başlığı altında.
  7. Ralbag.
  8. Bereşit Rabba, aynı yerde.
  9. Ramban.
  10. Bereşit Rabba 44:6
  11. [Bu, nataf kökünden gelir, akma veya damlama anlamına gelir. Bakınız Mika 2:6, 2:11, Ezekiel 21:2, 21:7]
  12. [Bu birçok yerde geçer, karşılaştır Yeşaya 13:1, 15:1, 17:1, 19:1, 21:1, 21:13, 22:1, 23:1, Yeremya 23:34, Nahum 1:1, Zekeriya 9:1, 12:1, Malaki 1:1]
  13. [Sayım 23:7, 23:18, 24:3, 24:15, 24:21, 24:23]
  14. [Karşılaştır Habakkuk 2:6, Özdeyişler 1:6]
  15. [Habakkuk 2:6, Karşılaştır Sayım 12:8, Ezekiel 17:2, Mezmurlar 49:5]
  16. [Ayrıca Yasa’nın Tekrarı 17:17, 19:19, 21:21, 22:21, 22:24, 24:7]
  17. Bava Metzia, Bölüm 7
  18. Maharşa, Hiduşe Agadot, yerinde.
  19. Berahot, Bölüm 1.
  20. Aynı eserde.
  21. Zohar, VaYera.
  22. Gittin, Bölüm 1.
  23. [BaMidbar Rabba, Pinhas’ın başlangıcı]
  24. Yafeh Toar, sayfa 259.
  25. Bereşit Rabba.
  26. Ralbag.
  27. Yafeh Toar, aynı yerde. [36 aziz ile ilgili olarak, bakınız Sukka 45b]