Birbirlerine “Gelin tuğlalar şekillendirelim ve onu ateşte yakalım” dediler. [Bu şekilde] Taş yerine [kullanmak üzere] tuğlaları, harç için de ziftleri oldu. “Gelin kendimize bir şehir ve başı gökyüzüne erişen bir kule inşa edelim – kendimize bir isim yaparız” dediler. “Böylece tüm yeryüzüne dağılmayız”.
Bu yerin amaçları için mükemmel olduğınu görünce, uluslar plan yapmaya başladı. Liderleri Kuş, Mitsrayim, Put ve Kenaan’dı.12
“Gelin tuğlalar şekillendirelim” dediler. O bölgede bina yapımı için uygun taş yoktu. Kili toplamak, tuğlaları şekillendirmek ve dayanıklı olmaları için tuğla ocağında pişirmek zorundalardı.
Bu ifadeyi söylerken, sözleri çarpıtıldı; bu da onların kaderine ilişkin bir kehanet oldu. “Onları ateşte yakalım” demek yerine, “onu ateşte yakalım” (וְנִשְׂרְפָה) dediler. Bu, onların kötü niyeti nedeniyle, tüm projelerinin yok edileceğine dair bir işaretti.13
İş çok çabuk ilerledi. Genelde, bir duvarcı bir seferde bir tane tuğla döşeyebilir, çünkü bir elinde iki tane tuğla tutamaz. Sonra, iki tuğlaya harç sürer. Bu duvarcılar o kadar becerikliydi ki, tek seferde iki tane tuğla yerleştiriyor, dört tane tuğlaya harç sürüyordu. Bu kabiliyet, nedenleri kısa süre sonra açıklanacağı üzere Tanrı tarafından onlara verilmişti. Böylece, çok kısa süre içerisinde çok yüksek kule yapabilmişlerdi, kule o kadar yüksekti ki zirvesi gökyüzüne dokunuyor gibi görünüyordu.
Bazı kişiler, bu insanların kuleyi tamamladığını, ama şehri tamamlama fırsatı bulamadıklarını söyler.14
Kuleyi yapanlar üç gruptan oluşuyordu. İlk grup, “Başka bir tufan olması ihtimaline karşın, güvende olmak için kulede yaşayalım” dedi. Sonra başka bir grup, “Kule’de putlarımıza tapalım” dedi. Son olarak, üçüncü grup, “Tanrı’ya savaş açalım” dedi.15
Kule son derece yüksekti. Biri doğuda, diğeri batıda olmak üzere iki merdivene sahipti. Doğu merdivenleri tuğlaları yukarı taşıyanlar tarafından kullanılırken, batı merdiveni yeni tuğlaları almak için aşağı inenler içindi. Bir kişi kayıp düştüğünde, diğer kişiler ölen kişiye değil, kaybolan tuğlalara üzülüyordu.16
Bir keresinde birkaç tuğla düşmüştü. Yapıcılar, oturup buna ağladılar. Diğerleri ne olduğunu görmeye geldi ve iş durdu.
Ne zaman Avraam geçse, yapıcılar onu çağırır ve onun projeye dahil olmasını isterdi. Avraam yaptıkları işi yerdi ve onları sinirlendirdi, ama Avraam’ın sözlerini gözardı ettiler.17
Kulenin yüksekliği hakkında bir fikre şu açıklamadan ulaşabiliriz. Tanrı onu yok ettiğinde, kulenin üçte biri yere gömüldü, üçte biri ateşte yandı, üçte biri ise kaldı. Kalan üçte birlik bölüm o kadar yüksekti ki en uzun Yeriho palmiye ağaçları kulenin üzerinden çekirgeler gibi görünüyordu.18
Uzun süre sonra bile, kalan bölümün gölgesinden çıkmadan bir kişinin üç gün yürüyebildiği söylenir. Bu, onun büyüklüğü hakkında bir bilgi vermektedir.19
Bu kulenin gölgesinde yürümekten kaçınmak en iyisidir, çünkü oradaki hava bir insanın çalışmalarını unutmalarını sağlayabilir. Bir kişi bu kuleyi rüyada bile görse, bu onun çalışmalarının başarılı olmayacağına bir işarettir. Kötü olandan, iyilik çıkamaz.20
Kulenin üçte biri, gelecek nesillere bir ders olsun diye ayakta kaldı.
Üçte biri batmış, üçte biri yanmıştı. Her iki üçte birlik bölüm de batabilir veya yanabilirdi. Tanrı’nın kuleyi iki biçimde yok etmesinin özel bir nedeni vardı.
Kötü kişiler sorunlarla karşılaştığında bunları tesadüf olarak yorumlar. Örneğin, bir çocuk öldüğünde, bunun kendi günahları nedeniyle olduğunu düşünmezler; çocuğun çok hasta olduğunu ve tedavi edilemediğini söylerler. Veba veya çiçek hastalığı nedeniyle ölürse, bunu “doğal nedenlere” yorarlar. Kendi ruhu ile ilgili olan kişi ise, çocuğun ebeveyninin hastalığı nedeniyle öldüğünü anlamalıdır. Çocuklar gerçekten ebeveyninin günahları nedeniyle ölür. Bir kişi onların ölümünü buna bağlarsa, bu onların günahına kefaret olur, onu ve onun diğer çocuklarını benzer bir kaderden korur. Ancak, ruhu ile ilgili olmayan biri ise ve bunun “doğal bir olaydan” fazlası olmadığını sanarsa, tüm hayatı boyunca ıstırap çekecektir.
Eğer Kule tek bir yol ile yok edilmiş olsaydı, insanlar bunun bir kaza, doğal bir olay olduğunu söyleyecekti. Yangın çok defa başlar ve binayı yok eder. Eğer temelleri uygun değilse veya zemin sabit değilse, binalar zaman zaman toprağa gömülür. Bu nedenle Tanrı, Kule’yi iki farklı yol ile yok etti ki, tümü yıkımın bir İlahi ceza olduğunu bilecekti.21
NOTLAR:
- Raşi; Yafeh Toar.
- Bereşit Rabba.
- Aynı adlı eserde.
- Sanhedrin, Bölüm 10.
- Pirkey Rabbi Eliezer.
- Mezmurlar üzerine Yalkut.
- Sanhedrin, Bölüm 10; Bereşit Rabba.
- Sefer HaYaşar.
- Sanhedrin, Bölüm 10.
- Yafeh Toar.