Tanrı adama bir emir verdi ve “Bahçenin tüm ağaçlarından serbestçe yiyebilirsin” dedi. “Ancak İyi ve Kötüyü Bilme Ağacı’ndan yeme; çünkü ondan yediğin gün, kesinlikle öleceksin”.
Tora, Tanrı’nın Adam’a yedi kuralı yerine getirmeyi emrettiğini bize bildirir. Bu kurallar onun ve aynı biçimde onun tüm soyu için geçerlidir.
Evrensel Buyruklar
Yedi tane evrensel buyruk vardır:88 [Bunlar esasen Yahudi olmayan diğer uluslar içindir.]
1. Putlara tapmamak.
2. Yasak cinsel ilişkilerde bulunmamak. Bu yasak, aşağıdakiler arasındaki altı ilişkiyi içerir:
a. Oğul ve annesi.
b. Bir adam ve babasının karısı. Bu yasak, babası boşanmış olsa da geçerlidir. Bir adam, bir kadının ırzına geçer veya ona tecavüz ederse veya o kadınla beraber yaşarsa, bu kadın adamın oğluna yasaktır. Bu kadın da “babasının kadını” kabul edilir.
c. Bir adamla evli bir kadın. Diğer uluslardan olanlar için bu, kadının gerçekten evli olması durumunda geçerlidir, kadının sadece nişanlı olması durumunda geçerli değildir. [Öte yandan, Yahudi yasasına göre, resmi nikah, evliliğe eşittir.] Bu nedenle, diğer uluslardan bir adam, nişanlı bir Yahudi kadınla ilişkiye girerse, bu ölüm cezasını gerektirir. Bu yasa, diğer uluslardan olanlar arasındaki resmi evliliği tanımaz. Bir çift, karı koca olarak beraber yaşıyorsa, başka bir adam bu kadınla ilişkiye girerse, ölüm cezasını gerektirir. Bu yasa, diğer uluslardan olanlar arasındaki resmi boşanmayı da tanımaz. Bu çift ayrılır ayrılmaz, kadın artık evli sayılmaz.
d. Aynı anneye sahip erkek ve kız kardeşler.
e. İki erkek arasında, biri reşit olmasa da.
f. Bir insan ve hayvan arasında. Yahudi olmayan biri bunu yaparsa ölüm cezasını gerektirir ama hayvan öldürülmez. Bir Yahudi böyle bir fuhuşu yaparsa, hayvan da öldürülür.
3. Cinayet işlememek. Diğer uluslardan biri, bir insanın canını alırsa suçludur. Bu, annesinin rahmindeki henüz doğmamış bebeği öldürürse de geçerlidir. Ayrıca bu, mağdurun ölü sayılabilecek kadar hasta olması ve her koşulda ölecek olması durumunda da geçerlidir. Ve bu, kendi elleriyle öldürmemesi, ama [pasif yöntem ile öldürmesi], kurbanı aslanın önüne atması veya onu açlıktan ölüme terk etmesi durumunda da geçerlidir.
Diğer uluslardan olan biri, bir saldırganın bir kişiyi onu öldürmek veya tecavüz etmek için takip ettiğini görürse, [onu durdurmanın tek yolu bu ise, saldırganı öldürebilir.] Ancak; saldırganı, ellerini keserek veya başka bir biçimde yaralayarak durdurmak mümkün iken öldürürse, cinayetten suçlu olur.
4. Çalmamak. Bir Yahudi’den veya diğer uluslardan birinden çalmak yasaktır. Para çalmak yasak olduğu gibi, bir peniden daha az değere sahip olan bir şeyi çalmak da yasaktır. Diğer uluslardan biri, başka birinin meyve bahçesinde çalışırsa, orada çalışırken dahi o bahçeden meyve yiyemez. O kişi, çalışanın ücretini vermese de, bu bir hırsızlık sayılır.
5. Hakimler ve güvenlik memurları görevlendirmek. Diğer uluslar da bu kuralları uygulatmak ve bunları ihlal edenleri cezalandırmak üzere, hakimler ve güvenlik memurları görevlendirmek yükümlülüğüne sahiptir. [Diğer ulusların mahkemeleri ile Yahudi mahkemeleri arasında birkaç kural farkı vardır.] Diğer ulusların mahkemeleri, sanığı yanlış yaptığı konusunda uyarmamış olan bir şahitin tanıklığını kabul edebilir. [Yahudi mahkemelerinde ise bir ceza verilebilmesi için uyarının yapılmış olması şarttır.] Diğer ulusların mahkemelerinde bir kişi, ölüm davalarında bile akrabasının aleyhinde tanıklık yapabilir.
6. Tanrı’ya lanet etmemek. Diğer uluslardan birinin bile Yaratıcı’sına lanet etmesi yasaktır. Bunu yaparsa, ölüm cezasını gerektirir.
7. Yaşayan bir hayvanın etinden yememek. Yaşayan bir hayvanın herhangi bir parçasını koparıp yemek yasaktır. Diğer uluslardan biri ile ilgili olarak bu yasak, en küçük et parçasına kadar genişler. Hayvan uygun biçimde kesilmiş olsa da, hem nefes hem de yemek borusu kesilmiş olsa da, hayvan hiçbir hareket belirtisi göstermeyinceye dek, ondan yiyemez.
Bazı otoriteler, Yahudiler için olduğu kadar diğer uluslar için de geçerli dört kural daha ilave eder:89
- Hiçbir canlıyı kısırlaştırmamak.
- Büyücülük ile uğraşmamak.
- Aynı türden olmayan canlıları melezlememek. Bu nedenle, bir at ile eşeği veya benzerini melezlemek yasaktır. Benzer biçimde, bir ağacın dalını başka bir türdeki ağaca aşılamak da yasaktır.
- Yaşayan bir hayvanın kanını yememek.
Bu buyruklar, dünyadaki herkes için geçerlidir. Diğer uluslardan biri, bu buyrukları, Tanrı’nın buyrukları olduğu için yerine getirirse, “Doğru Goylar”dan (Hasidey Umot HaOlam) sayılır ve Gelecek Dünya’da payı vardır.
Adam’a iki buyruk daha verilmiştir. Birincisi, yaşayan hiçbir canlının, hayvan, balık veya kuş olsun, etini yememekti. Sadece bitkilerden elde edilen yiyeceği yiyebilirdi.90
Yukarıda, meleklerin Adam için et pişirdiğini söylemiştik. Bu bir çelişki değildir, çünkü; bu et fiziksel et değildir. O’nun için pişirdikleri “et” zihnimizin kavrayamacağı ruhsal bir maddeydi.
Görünürde başka bir zorluk daha vardır. Adam’a et yememesi emredildiğine göre, o halde niçin Tanrı, Adam’a yaşayan bir canlıdan et yememesi gerektiğine dair ayrı bir buyruk vermiştir? Bir hayvan, uygun biçimde kesilmiş olsa bile, ondan yemesi yasaktı.
Gerçekte, Tanrı, Adam’a sadece yiyecek için bir hayvanı öldürmemesini emretti. Eğer hayvan kendi kendine ölmüş ise, ondan yiyebilirdi. Bu nedenle Tanrı, Adam’a yaşayan hiçbir canlının, o canlı tamamen ölmeden, bir parçasını kesmemesini emretti.91
Meleklerin Adam’a sunduğu et için de aynı cevabı verebilir, bu etin kendi kendine ölmüş bir hayvanın eti olduğu söyleyebilirdik. Ama bu, Adam’ın henüz günah işlememiş olduğu, Eden Bahçesi’nde olduğu zamandan bahsetmektedir. Bu zaman aralığında, ne Adam için ne de başka bir hayvan için dünyada henüz ölüm yoktu. Bu et, bu nedenle başka bir kaynaktan gelmek zorundaydı.
Adam’a verilen ikinci özel emir, Bilgi Ağacı’ndan yememesidir. Tanrı şöyle dedi, “Ancak İyi ve Kötüyü Bilme Ağacı’ndan yeme.”
[Aslında “-ndan” ifadesi gereksizdir.] Bu, Adam’ın bu ağacın meyvesinden en küçük bir parça bile yemesine izin verilmediğini öğretir. Genel olarak, Tora yemeden bahsettiğinde, en az bir zeytin büyüklüğündeki bir yiyeceğe atıf yapar; daha küçük miktar yeme olarak kabul edilmez. Ama burada, Tanrı ona “ondan yeme” demiştir. Bu da “ondan” en küçük parça bile yememesi gerektiğine işaret eder.92
Tanrı, Adam’a “kesinlikle öleceksin” dediğinde, tekrarlı ifade kullanmıştır Mot Tamut (מוֹת תָּמוּת) [kelime kelime “öl, öleceksin” olarak tercüme edilebilir.] İkili ifade, yalnızca Adam’ın öleceğini değil, onun tüm soyunun ve diğer tüm canlıların ölüm ile yüzleşeceğini ima eder.
Bilgi Ağacı’nın doğası hakkında bilginlerimiz arasında görüş farklılığı vardır, bu görüşlerden bazıları belirtilmiştir.93 Ama, en önemlisi, Tora’nın kendisi bu ağacın doğasını belirtmemektedir. Bu, bir kişinin komşusunun bir günahından bahsederek onu utandırmaması gerektiği dersini öğretir. Eğer Bilgi Ağacı’nın hangi ağaç türüne ait olduğunu bilseydik, ne zaman bu türdeki bir ağacı görsek, “Dünya’ya ölümü getiren budur” diyecektik.
Adam’a canlı hayvandan et yememek ile ilgili buyruğun verilmediğini, çünkü; Adam’ın et yemesinin yasak olduğunu belirten bir görüş vardır. Bu buyruk, ancak Noah’a et yeme izni verildikten sonra verilmiştir.94
NOTLAR:
- Sanhedrin, Bölüm 4. Yad, Melahim 9.
- Sanhedrin,aynı yerde.
- Adı geçen eserde.
- Tosefot, Adı geçen eserde.
- İbn Ezra.
- Yalkut; Bereşit Rabba; Roş, Şabat, Bölüm 2; Zohar 2:36, 2:192, 3:272; Yalkut David; Ramban. Ayrıca bak Levuş, Orah Hayim 423.
- Yad, Melahim 9.