Tanrı çocuğun yanındaydı. [Çocuk] Büyüdü, çölde oturdu ve usta bir okçu oldu. Paran Çölü’nde yerleşti ve annesi ona Mısır’dan bir eş aldı.
Leh Leha peraşasında belirttiğimiz gibi Hagar Mısırlıydı. Yişmael’i Mısır’a götürdü ve orada ona bir eş buldu. Kendisi Mısır’da büyüdüğü için eski alışkanlıklarına geri dönmüş ve oğluna bir Mısırlı kadın almıştı. Fakat daha dikkatli olsaydı, ona daha uygun bir eş bulmaya çalışırdı.
Bilgelerimiz, evlilikten önce adayın kardeşlerinin araştırılması gerektiğini öğretirler. Adayın dayıları da incelenmelidir; çünkü çocukların çoğu anne tarafındaki dayılarına benzer. Eğer bu araştırma yapılmazsa, kişi sonunda büyük üzüntüyle karşılaşabilir.61
Yişmael’in dört oğlu ve bir kızı vardı.62 Bir süre sonra, annesi ve ailesiyle birlikte Mısır’dan ayrıldı. Çölde göçebe olarak yaşadılar. Orada koyun yetiştirdiler ve Avraam’ın erdemi sayesinde çok başarılı oldular.
Zaman geçti. Bir gün Avraam, Sara’ya şöyle dedi: “Buradan kovduğum oğlum Yişmael’i görmek istiyorum. Ne de olsa hâlâ benim oğlum.”
“Esenlikle git,” dedi Sara, “ama bana söz ver ki devesinden inip çadırına girmeyeceksin. Onun hâlini gör, sonra hemen geri dön.”
Avraam da aynen böyle yapacağına dair yemin etti. Hızlı bir deve seçti ve çölde Yişmael’i bulmaya gitti. Onun çölde bir çadırda yaşadığını duymuştu, ama nerede olduğunu bilmiyordu. Sonunda, bir gün öğle sıcağında, çadırına ulaştı ve Yişmael’in karısını ve çocuklarını evde buldu.
“Yişmael nerede?” diye sordu Avraam.
“Evde değil. Muhtemelen annesiyle ava gitti.”
“Kızım, bana biraz su verir misin? Yoldan çok susadım.”
“Su mu istiyorsun! Sana su verecek kimim var? Birazdan ekmek de isteyeceksin! Hadi yoluna git!”
Avraam, onun kocası hakkında ne kadar saygısız konuştuğunu ve ne kadar misafirperver olmadığını görünce çok üzüldü. Devesinin üzerinde oturmaya devam ederek şöyle dedi: “Kocan döndüğünde ona söyle: Filist topraklarından gelen yaşlı bir adam onu aramaya geldi. Ona, kapısının artık düzgün işlemediğini ve değiştirmesi gerektiğini söyle.” Böylece Avraam geri döndü.
Yişmael annesiyle eve dönünce, karısı bu garip olayı ona anlattı. Yişmael son derece zekiydi ve hemen babası Avraam’ın kendisini ziyarete geldiğini, fakat karısının ona saygı göstermediğini anladı. Avraam’ın sözlerinin anlamını kavradı; eşinden boşandı ve Kenaan’a giderek kendisine yeni bir eş buldu. Fatima adında Kenaanlı bir kadınla evlendi 63 ve onu çadırına getirdi.
Üç yıl sonra, Avraam oğlunu tekrar ziyarete geldi; tıpkı ilk seferdeki gibi davrandı. Bu kadın merhametliydi. Kocası evde olmamasına rağmen, kapıya gelen yaşlı bir adamı görünce şöyle dedi: “Kocam şu an evde değil; ava çıktı. Ama fark etmez. Buyurun, evimize girin, biraz dinlenin ve bir şeyler yiyin; yolculuktan yorgun olmalısınız.”
Avraam, devesinden inmeyeceğine dair yemin etmiş olduğu için şöyle karşılık verdi: “Evde kalamam ya da bekleyemem; çünkü yol uzak. Ben yaşlı bir adamım ve eve dönmek istiyorum. Fakat çok susadım; bana biraz su verirseniz ferahlarım.”
Fatima hızlıca en iyi yiyecek ve içeceklerle dolu bir tepsi getirdi. Avraam gönül rahatlığıyla yiyip içti ve onu kutsadı. Sonra şöyle dedi: “Yişmael döndüğünde ona söyle: Filist topraklarından gelen yaşlı bir adam onu ziyarete geldi. Bu ikinci gelişim, fakat onu yine bulamadım. Ama şimdi çadırının kapısının çok iyi olduğunu ve onu değiştirmemesi gerektiğini söylüyorum.”
Yişmael eve dönüp bu sözleri duyunca, babasına doğru saygı gösterdiği için karısına minnettar oldu. Babasının hâlâ onu sevdiğini ve onu iki kez ziyarete geldiğini öğrenmekten çok mutlu oldu. O gün ailesiyle birlikte çadırlarını topladı ve babasına yakın olabileceği Filist topraklarına taşındı. Orada 26 yıl kaldı.64