[Avram] Tanrı’ya inandı ve [Tanrı] bunu onun adına bağış/hayır saydı.
Avram, çocuklarının olacağına emindi, çünkü Tanrı’nın mesajına inanıyordu.
Ancak bu noktada sorabileceğimiz önemli bir soru vardır. Yukarıda, Avram ortak mallarını Lot ile paylaştığında Tora, Tanrı’nın Avram’a şöyle söylediğini aktarır, “Çünkü gördüğün tüm bu ülkeyi sonsuza kadar sana ve soyuna vereceğim” (Yaratılış 13:14-15). Tanrı sonra şöyle dedi, “Soyunu toprağın tozu gibi yapacağım. Öyle ki, eğer bir kişi toprağın toz zerrelerini sayabilirse, o zaman soyun da sayılabilecektir” (Yaratılış 13:16). Tanrı zaten böyle bir söz verdiğine göre, Avram niçin “Bana ait olanı, evimdeki biri miras alacak” (Yaratılış 15:3) diye yakınmıştır? Burada ya Lot ya da Eliezer hakkında konuşmaktadır.
Gerçekten, azizler asla kendine güvenmez. Tanrı onlara bir söz vermiş olsa bile, buna layık olduklarından asla emin değillerdir.31
Bu durum bir hikaye ile anlaşılabilir. Hiç deniz görmemiş insanlar sahile geldiğinde, hava çok kötü bile olsa küçük kayıklarla açılırlar. Sahile yakın yerlerde yaşayanlar ise, hava fırtınalı ise dışarı çıkmazlar. Başta endişeli olmak, sonra tehlikeye alışmak mantıklı görünse de, uygulamada insan doğası tam tersidir. Denizde hiç fırtınayla karşılaşmamış bir kişi, kötü havada açılmaktan korkmaz, fırtınayı deneyimlemiş insanlar ise daha iyisini bilir.
Benzer biçimde, Tanrı’yı bilmeyen kişiler cesurdur ve İlahi gazabın fırtınalarından korkmaz. Tanrı’nın tamamen merhametli olduğunu ve yapmış oldukları yanlışları hoşgöreceğini farzederler. Azizler ise, öte yandan, kusursuz davranmaları gerektiğini; Tanrı’nın onlara kıldan ince bir hassasiyetle yaptıklarının karşılığını vereceğini bilir. Tanrı hiçbir şeyi görmezden gelmez. Tanrı, onlara iyi bir şeyi söz verse bile, bunu elde edeceklerine emin olmazlar, çünkü bazı günahlar nedeniyle bunu kaybetmeleri her zaman mümkündür.
Avram yetmiş yaşına çoktan girmişti ve çocuğu yoktu. Kısır olmasının nedeninin işlemiş olduğu bazı günahlar olduğunu düşünüyordu.32 Aynısı Yaakov için de geçerliydi, Tanrı ona onunla olacağını ve onu gözeteceğini söylemiş olmasına rağmen, kardeşi Esav’dan korkuyordu. Tüm azizler bu şekilde düşünür. Bu dünyadaki hiçbir şeyin olmasını sabırsızlıkla beklemez. İyi bir şeyin gerçekleşeceğine dair verilmiş olan her sözün, günah işlememeleri koşuluna bağlı olduğunu kabul ederler.
Ancak Tanrı, Avram’a “Ödülün çok büyüktür” deyince, kendisini güvencede hissetti. O zaman gerçekten çocuklara sahip olacağına inandı. Bundan sonra başka bir işarete gerek yoktu ve Tora konuyu şöyle neticelendirir, “Tanrı’ya inandı.” 33
Tanrı, Avram’ın imanından dolayı sevindi. Böyle bir iman, Avram için olağandışı değildi, çünkü onun gibi bir aziz Tanrı’ya bir işaret olmadan da inanmalıydı. Ama Avram’ın inancı o kadar büyüktü ki, kendisi bunu haketmediği halde, Tanrı’nın bir merhamet ve bağış eylemi olarak sözünü yerine getireceğine inanıyordu. Ayet bunu göstermektedir, [Avram] Tanrı’ya inandı ve [Tanrı] bunu onun adına bağış/hayır saydı.”34
Başka bir görüşe göre, Tanrı zaten söz vermiş olduğu için, Avram çocukları olacağına emindi ama çocuklarının doğru mu yoksa kötü kişiler mi olacağını bilmiyordu. Avram, bu nedenle, “Bana ne vereceksin?” (Yaratılış 15:2) diye sordu. Şöyle diyordu, “Bana nasıl çocuklar vereceksin? İyi olurlarsa ben de mutlu olacağım. Eğer olmazlarsa, çocuksuz kalmaya devam edeceğim. Eğer sahip olmama karar verilen çocuk kötü olacaksa, çocuksuz kalmam benim için daha iyidir.” Kötü bir çocuk, babasına hem bu, hem de gelecek dünyada büyük ıstırap verir.
Avram şöyle devam etti, “Evimin tek varisi Şam’lı Eliezer! İşte, bana çocuk vermedin” (Yaratılış 15:2-3). Avram, iyi bir öğrenci olup, Avram’ın öğretilerini diğerlerine aktaran Eliezer’e Tanrı’nın daha önceki sözünü aktarmaktadır. Avram şöyle dedi, “Eğer layık olur, bir oğula sahip olursam, onun Eliezer gibi olmasına gayret göstereceğim. Onu Tanrı sözünü çalışırken gördüğümde sevineceğim. Ama bana şimdilik bir çocuk vermediğin için, çok endişeliyim.”
“Bana bir oğul vereceğinden hiç kuşkum yok. Ama bu oğula ölmeden bir süre önce sahip olmak istiyorum ki ona gizemleri öğretebileyim. Öldüğümde, bu bilgeliği yanımda götüreceğim ve öğretilerimin tek varisi Eliezer olacak.”
Tanrı şöyle yanıtladı, “Mirasçın o olmayacak! Sana ait olanı, senin vücudundan çıkacak biri miras alacak” (Yaratılış 15:4). Tanrı, Avram’a oğlu doğduktan sonra tüm bilgeliğini öğretecek yeterlikte yaşayacağına söze verdi.35
NOTLAR:
31. Ramban.
32. Adı geçen eserde; Yafeh Toar, sayfa 262.
33. Raşi.
34. Ramban.
35. Hen Tov; Yad Yosef, VaYera