Yaratılış 6:5-6

BÖLÜM 23

 

Tanrı yeryüzünde insanın kötülüğünün artmakta olduğunu gördü. [İnsanın] En derin düşüncelerinin yarattığı eğilimler, gün boyunca, sadece kötüyeydi. Tanrı yeryüzünde insanı yaptığına pişman oldu ve kalbinde ıstırap çekti.

 

Tora burada bizi Tufan neslinde yaygın olan başka bir günah hakkında, hırsızlık hakkında bilgilendirmektedir. [Tora’nın vurgulamış olduğu, kötülüklerinin “yeryüzünde” (בָאָרֶץ) oluşu, kullanılan yönteme ilişkin bir imadır.]

 

Hırsızlar güzel kokulu yağları alır bunları bir evin içine sürerlerdi. Kokuyu takip ederek, karanlık olsa bile nereyi kazacaklarını bilirlerdi.

 

Kullandıkları başka bir hile, parası olan insanlara dost gibi görünüp, yardım için onlardan bir miktar parayı saklamalarını istemekti. Verdileri paraya kuvvetli bir koku katarlardı ve bu kokuyu takip ederek, o kişinin parayı nereye sakladığını bulurlardı. Bu yöntem ile, o kişinin yaşamak için biriktirdiklerini, iyi saklanmış olsa bile çalarlardı.1

 

Bu kişiler, kendi günahlarının sebep olduğu sıkıntıları görmüşlerdi. Enoş zamanında, okyanus dünyayı iki kez su altında bırakmış, uygar dünyanın üçte ikisini yok etmişti. Yine de tövbe etmediler.

 

İnsanlar kendi zevkleri için birçok günah işlemişti. Bunun üç nedeni vardı:2

 

  1. Çok varlıklılardı; Tanrı’nın bir tufan getirmesinin tek nedeninin Tanrı’nın onların sayısız zenginliğini almak olduğunu söyleme cesaretine sahiptiler. Bu nedenle, Tanrı önce onların varlıklarını yok etti; ancak bundan sonra onları tufan ile öldürdü. Tanrı, zenginliklerinin hiçbir şey olduğunu kendi gözleriyle görmelerini istedi.

 

Çok varlıklı oldukları için çok kibirliydiler ve Tanrı’dan gelecek hiçbir şeye ihtiyaçlarının olmadığını söylediler; yıllık yağmurlara bile. Şöyle dediler, “Yağmur olmadan da yaşayabiliriz, çünkü; birçok kuyumuz var.”

 

  1. Birçok yıl tümüyle huzur içinde yaşadılar, çünkü; hastalığa maruz kalmadılar.

 

  1. Fiziksel olarak çok güçlüydüler.

 

Bu nedenle onların yedi tane isimle adlandırıldıklarını görürüz: Eymim, Refa’im, Gibborim, Zamzumim, Anakim, İvvim ve Nefilim. Bu isimlerin anlamı şunlardır:3

 

Eymim (אֵימִימ) :

4 Çünkü, bir kişinin bir aslan gördüğünde dehşet (Eymah) içinde kalması gibi, onlara bakan herkes dehşet içinde kalıyordu.

 

Refa’im (רְפָאִימ) :

5 Çünkü, biri onların sesini duyduğunda, kalbi erir ve mum gibi yumuşak (Rafah) olurdu.

 

Gibborim (גִיבּוֹרִים) :

6 [Bu kelime sözlük karşılığı olarak “güçlü kişiler” demektir.] Bu ismin nedeni, fiziksel olarak güçlü ve kuvvetli olmalarıydı.

 

Zamzumim (זַמְזֻמִים) :

7 Çünkü, daima savaşa hazır durumdaydılar. Sürekli bir savaşçı gibi zırhlıydılar. [Bu zırh tıkırdar ve gıcırdardı (Zamzem).]

 

Anakim (עַנָקִים)

8 Çünkü, o kadar uzundular ki, Güneş’in tutulmasına (anak) neden olabilirlerdi.

 

Bu, aynı zamanda Nefilim (נְפִילִימ) olarak adlandırılmalarının nedeniydi. [Bu terim şu ayette kullanılmıştı, “Devler (Nefilim) yeryüzündeydiler” (Yaratılış 6:4).]9 Bu isimle adlandırılmalarının nedeni şuydu; o kadar uzundular ki düşecek (nafal) gibi görünüyorlardı.10

 

Avvim (עַוִים) :

11 [Bu kelime, Aramice Avviya (אַוִיָא) kelimesi ile ilişkilidir] yılan anlamına gelir. Şöyle yazılmıştır, “Yılanın yiyeceğiyse toz olacak.” (Yeşaya 65:25); bu nedenle yılan toz üzerinde uzmandır, her türünün tadını bilir. Bu insanlar da, benzer biçimde tüm toprak türleri üzerinde uzmandı, hangi türünün incir, hangi türünün zeytin için en iyi olduğunu biliyorlardı. Toprağı hem tadarak hem de koklayarak ayırt edebiliyorlardı.

 

Talmud, Rabba bar bar Hana’nın çölde, sürekli olarak eline bir avuç kum alıp koklayan bir Arap ile yolculuk yaptığını aktarır. Çölde bir kişinin yolunu kaybetmesi çok kolaydır ve bu Arap konumunu sadece kumu koklayarak bulabiliyordu. Bu yol ile medeniyete olan geri dönüş yolunu bulabiliyordu.12

 

Nefilim (נְפִילִימ): [Bu ismin başka bir nedeni] İbranice’de Nefalim (נְפָלִים) olarak adlandırılan aldırılmış çocuklardır. Bir kadın zina yoluyla hamile kaldığında, düşük yapması için ona ilaçlar verilirdi ki ayıbı bilinmesin.

 

Tora bu nedenle, “Devler (Nefilim) yeryüzündeydiler” (Yaratılış 6:4) demektedir. Bu ayette, Nefilim kelimesi [başta bir Yod (י) harfi eksik olarak yazılmıştır. Oysa, Yod harfi ile yazılmış olması gerekirdi (נפילים). Tora’da ünlü harf olmadığı için] bu kelime aynı zamanda Nefalim (נְפָלִים) – aldırılmış çocuklar olarak okunabilir. Bu ayet bu nedenle şöyle okunabilir, “Aldırılmış çocuklar yeryüzündeydiler.” Yeryüzü gerçekten onlarla dolmuştu.13

 

Tora, bu devleri “isim insanları (şöhretli kişiler – [Çeviren])” (Anşey Şem) olarak adlandırmaktadır. Bunu anlamak biraz zordur, çünkü onlar kötü kişilerdi ve övgüye layık değillerdi. [Ama İbranice’de Şem (שם) kelimesi normalde “isim” olarak tercüme edilmekle birlikte, aynı zamanda “yıkmak” anlamına gelen Şamam (שמם) kökü ile de ilişkilendirilebilir. Bu durumda (Anşey Şem)] “yıkım insanları” olarak okunabilir. Bunun nedeni, kaderlerinin dünyanın yıkılmasına [Büyük Tufan aracılığıyla] sebep olmak olmasıdır.

 

[“İsim insanları” ifadesi, aynı zamanda şöhret ve ün anlamına gelebilir.] Bu kişiler o kadar çok sayıda evlilik dışı çocuk sahibiydiler ki, ünleri her yere yayılmıştı.14

 

Tora, ayrıca “Liderlerin oğulları insan kızlarına gelmişler” (Yaratılış 6:4) diye aktarmaktadır. Bu bize o dönemde genel ahlaksızlığın var olduğunu öğretmektedir. Kadınlar sokakta özgürce dolaşıp, gizli cinsel ilişki arıyorlardı.

 

Yine de, bu tür kötü düşüncelere sahip olmayan birçok kadın vardı. Bu güzel, yakışıklı devleri gördüklerinde onlara aşık oldular ve onlara karşı kalplerinde şehvet duydular. Bu kadınlar kocaları ile birlikteyken, bu devler ile birlikte olduklarını hayal ediyorlardı ve sonuçta çocukları devler gibi oldu.15

 

Buradan, evli kadınların sokaklarda kendini göstermek amacıyla gezmemesi gerektiğini öğreniriz. Dışarı çıkması gerektiğinde, gözlerini denetlemeli, yabancı erkeklere bakmamalıdır. Bu özellikle geceleri mikveye giderken geçerlidir. Erdemli bir kadın da olsa ve o bölgedeki tüm erkekler doğru kişiler bile olsa, asla şehvetli düşünceler taşımasalar bile, yine de tehlike vardır. Bir erkeğe bakıp, ona bir çekim hissedebilir; kocası ile birlikteyken onu düşünürse, hamile kalabileceği çocuk üzerinde büyük bir etki oluşturabilir. Böyle bir durumda, çocukta bir evlilik dışı olma izi varolur.

 

Bunu, tüm noktalı ve çizgili koyunları almak üzere kayın babası Laban ile anlaşma yapan Yaakov bahsinde görürüz. Çifleşen koyunların düşüncelerini etkileyerek böyle kuzulara sahip olmalarını sağladı (Yaratılış 30:31-43). Buradan bir insanın gördüklerinin kuvvetli etkiye sahip olduğunu ve derin bir etki bıraktığını öğreniriz. Güzel kadınların, kocaları ile birlikte olurken gündüz gördüklerini düşünmeleri nedeniyle canavarlar doğurduğu birçok olay vardır. Kadınların ilişki sırasında başka erkekleri düşünmeme konusunda dikkatli olmaları gereklidir, çünkü; hamile kalınan çocukta bir evlilik dışı çocuk yönü bulunur. Altıncı bölümde bahsedildiği gibi, ilişkinin insanların seslerinin artık duyulmadığı gece yarısından sonra olmasının bir nedeni de budur.

 

Tora, “Devler yeryüzündeydiler” diye aktardıktan sonra, “en güçlülerdi” demektedir. Bu insanlar, hoşlarına giden her kadını alabiliyordu. Bu kadınlar sıkılıkla onlara aşık oluyor ve onlardan ayrılmıyordu. Ama kadınlar hamile kaldıklarında çocuklarını dünyaya getiremiyorlardı, çünkü; çocuklar çok büyüklerdi. Bu nedenle çocuklar aldırılıyordu. [Bu aynı zamanda kelime oyunundan da çıkarılmaktadır, Nefalim “aldırılmış çocuklar” demektir.]16

 

Bu insanlar tarafından işlenen başka bir günah, Tanrı’nın evreni yaratmış olduğunu reddetmekti. Tora buna “Tanrı yeryüzünde insanın kötülüğünün artmakta olduğunu gördü” derken işaret etmektedir. [Bu, onların günahının dünya ile ilişkili olduğunu gösterir.] Onlar, dünyanın çok yaşlı ve Tanrı tarafından yaratılmamış olduğunu söylediler. Sonra Tanrı, yeryüzünün de tufan tarafından yok edilmesine hükmetti. Bu, Tanrı’nın yeryüzünün Yöneticisi olduğunu ve onun üzerinde tam yetkiye sahip olduğunu dünyaya gösterdi.17

 

Diğer uluslardan biri bir keresinde Rabbi Yeoşua ben Karha’ya, “Tanrı’nın geleceği bildiğini nasıl söyleyebilirsin?” diye sordu. “Eğer ne olacağını biliyorsa, niçin Tora ‘Tanrı yeryüzünde insanı yaptığına pişman oldu’ demektedir? Bu ifade, Tanrı’nın ancak şimdi insanların kötü olduğunu biliyor olması anlamına gelmektedir. Tersine, eğer kötü olacaklarını önceden biliyorsa, onları neden yarattı?”

 

Rabbi Yeoşua sordu, “Hiç oğlun oldu mu?”

“Evet”

“Ne yaptın?”

“Son derece mutluydum. Büyük bir ziyafet verdim ve birçok kişiyi davet ettim.”

“Çok güzel. Ama bu çocuğun eninde sonunda yaşlanıp öleceğini bilmiyor muydun?”

“Sevinç zamanlarında kişi mutludur. Kötü zamanlarda değildir.

“Burada aynısı geçerlidir. Tanrı insanların günah işleyip, Tufan tarafından yok edileceğini biliyor olsa da, insanı yaratmaktan uzak durmadı. Bunu, doğacak olan Noah ve oğulları, Enoh, Metuşelah ve Lemek gibi aziz kişiler için yaptı. Yine de insanlar günah işledikleri ve cezalandırılacakları için ıstırap çekti.”18

 

Tora, “kalbinde ıstırap çekti” dediğinde, bu Tanrı’nın Kendisi’nin ısıtırap çektiği anlamına gelmez. Duygular Tanrı ile asla ilişkilendirilemez. Aksine, Büyük Tufan’dan yedi gün önce dünyada büyük bir yas olduğunu öğretir. Güneş ve Ay ışıklarını tuttular ve tüm dünyayı yedi gün boyunca karanlık, bulutlar ve kasvet sardı. [Tanrı’nın “kalbi” bu nedenle dünyayı aydınlatması için yarattığı, yani gökteki ışık veren cisimleri ifade etmektedir.]19

 

Bunu sorgulayabilirsiniz, çünkü; yas genellikle bir kişi öldükten sonra yapılır. Durum böyle ise, dünyanın Tufan’dan önce değil, Tufan’dan sonra karanlık olması gerekirdi.

 

Ama gerçekte, bu sadece ölümlü olan insanlar için geçerlidir, çünkü; geleceği bilmezler. Bir kişi ölürken dahi onun için yas tutamayız, çünkü; her zaman iyileşme ihtimali vardır. Öte yandan, Tanrı geleceği bilmektedir. Bu nedenle bu işareti Tufan’dan önce yapmıştır.20

 

Tora, “Tanrı yeryüzünde insanı yaptığına pişman oldu (VaYiNahem)” dediğinde bu, Tanrı’nın fikrini değiştirdiğini göstermez. Kalbinde bir değişiklik olması da Tanrı için geçerli değildir. Gerçekte buradaki İbranice kelime VaYiNahem (וַיִנָחֶם), Naham (נחם) kökünden gelir ve bu kök kelime Noah’a isim verilirken (Yaratılış 5:29) gördüğümüz gibi, ferahlık ve teselli yan anlamına sahiptir. Aslında Tanrı teselli olmuştur, çünkü; dünyaya ölüm getirmiştir. Eğer ölüm olmasaydı, bu kötü insanlar kendilerini tanrılar olarak göreceklerdi.

 

Böylece açıklandığı üzere, Tora “Tanrı yeryüzünde insanı yaptığı için teselli edildi” demektedir. [Tora, “yeryüzü içinde” kelimesini vurgulamaktadır, “yeryüzünün üzerinde” değil] çünkü; insanın sonu mezarın içindedir. Bu büyük bir tesellidir, çünkü; insanın günahlarının kefaret etmesine imkan verir. Eğer insan ölümsüz olsaydı, onun tüm günahları için bir çare olmayacaktı.21

 

O dönemde insanlar çok kötü günahlar işledikleri için, “sınırı doldurdular”22 [ve onlara bir şans daha verilmedi]. Noah 480 yaşındayken, dünyaya üçüncü cezanın geleceği gökte hükmedildi. [Daha önce bahsedildiği gibi, okyanus sınırlarını aştığında, Dünya’nın belirli kısımları iki kez sel altında kalmıştı.]

 

Tora bu nedenle “[insanın] günleri 120 yıl olacak” demektedir (Yaratılış 6:3). [Tanrı, onlara 120 yıllık fırsat vermektedir.] Bu insanlar çok kötü olsalar da, Tanrı hala merhametlidir ve O’nun için insanları yok etmek zordur. Bu nedenle Tanrı, dünyayı 120 yıllık hüküm için önceden bilgilendirmiştir ki insanlar tövbe edebilsin.23

 

Başka bir görüşe göre, bundan önce tam üç yüzyıl boyunca Tanrı tövbe etmeleri ve yollarını değiştirmeleri için insanları sürekli olarak uyarmıştı. Ama bu günahların içerisine öyle dalmışlardı ki, insanlar ve hayvanları da içerisine alacak biçimde, yok edilmeyi hak ettiler ve onlara bir şans daha verilmedi.24

 

Tüm bilginler, Büyük Tufan’da ölen kişilerin Gelecek Dünya’da bir payı olmadığına ve Ölülerin Dirilişi’ne dahil olmayacakları konusunda hemfikirdir.25 Tanrı, bu nedenle “Ruhum insanı sonsuza dek yargılamayacak (YaDon)” (Yaratılış 6:3) demiştir. [YaDon (יָדוֹן) kelimesi yargılama yan anlamını taşır.] Tanrı bu nedenle şöyle söylemektedir, “Onların ruhlarını yargılamayacağım. Gelecekte yargılanmak için kalkmayacaklar ve onlara kulak asmayacağım, çünkü; onlar günahın ta kendisi olmaya ulaştılar.”26

 

O zamanlarda Tanrı, dağlarda büyük depremler meydana getirdi ve dünya karanlığa gömüldü. Ayrıca sürekli yıldırım ve şimşek vardı. Bunların tümü insanları tövbe etmeye ve yollarını değiştirmeye teşvik etmek içindi. Felaketin birçok belirtisi olmasına rağmen, bunlara aldırış etmediler.27

 

NOTLAR:

  1. Bereşit Rabba.
  2. Adı geçen eserde.
  3. Adı geçen eserde.
  4. [Yaratılış 14:5, Yasa’nın Tekrarı 2:10-11.]
  5. [Yaratılış 14:5, 15:20, Yasa’nın Tekrarı 2:11, 20, 3:11, 13, Yeoşua 12:4, 13:12, 17:15.]
  6. [Burada, Yaratılış 6:4.]
  7. [Yasa’nın Tekrarı 2:20.]
  8. [Çölde Sayım 13:22, 28, 33, Yasa’nın Tekrarı 1:28, 2:10, 11, 21, 9:2, Yeoşua 11:21, 22, 14:12, 15:14, 21:11, Hakimler 1:20.]
  9. [Ayrıca bak Çölde Sayım 13:33.]
  10. [Rabbi Yitshak ben Yehudah HaLevi] Paneah Raza (Prag, 1607). [Raşi bunu biraz farklı açıklar.]
  11. [Yasa’nın Tekrarı 2:23, Yeoşua 13:3, 18:23. Karşılaştır. 2 Krallar 17:31, 17:24.]
  12. Bereşit Rabba.
  13. Tzeror HaMor.
  14. Adı geçen eserde.Zohar’dan alıntı.
  15. Bereşit Rabba ve Yafeh Toar.
  16. Abarbanel sayfa 41.
  17. Tzeror HaMor, sayfa 58a.
  18. Bereşit Rabba.
  19. Adı geçen eserde.
  20. Yeruşalmi, Moed Katan.
  21. Bereşit Rabba.
  22. [Bak İyov 20:22.]
  23. Raşi.
  24. Zohar, Noah.
  25. Sanhedrin, Bölüm 10; Zohar Hadaş, sayfa 100.
  26. Bereşit Rabba.
  27. Şevet Mussar 2; Hupat Eliyahu.