Tanrı, yedinci günle, yapmış olduğu işi tamamladı ve yedinci günde, yapmış olduğu tüm işini bıraktı.
Yahudi bilginlerin Tora’yı Kral Talmi için tercüme ederken değiştirdiği birkaç ayetten biri bu ayettir (Bölüm 1’e bakınız). Eğer “Tanrı, yedinci günde tamamladı” deselerdi, yanlış biçimde Tanrı’nın yedinci günde iş yapmaya devam ettiğini yorumlayabilirlerdi. Tora bu ifadeyi birkaç kez tekrar ettiği için bu özellikle doğrudur. Bu ayeti bu nedenle “Tanrı, altıncı günde tamamladı” olarak tercüme etmişlerdir. Altıncı günün sonunda, tüm yaratım işi tamamlanmıştı.14
Biz, Tora’nın gerçek olduğuna inananlar olarak, Tora’nın niçin böyle belirsiz bir ifade kullandığını anlamak zorundayız. Bunun için, bilginlerimizin öğretilerine başvurmalıyız.
İlk neden, Şabat’ı gözetmeye başlamaya güneş batışından kısa bir süre önce, dışarısı hala aydınlık iken başlamamız gerekliliğine dayanır.15
Önce, alacakaranlık (Beyn HaŞamaşot) kavramından bahsetmeliyiz [ne gece ne gündüz zamanı]. Bu, sıradan bir kişinin üç çeyrek mil yürüyebildiği ve binbeşyüz adım atabildiği aralıktır. Bu dönem çeyrek saatten biraz az bir süredir.
Tüm disiplinlerde bilgi sahibi olan Talmud bilginleri, bir kişinin normal adımlarla, ne koşarak ne de oyalanarak, bir gün içerisinde on fersah yürüyebildiğini hesaplamıştır. Bu mesafe yaklaşık olarak kırk mildir. Bu kırk mil, günün oniki saatine bölünürse, bir saatte üç tam bir bölü üç mil yürüyebildiği sonucu çıkar.
Bir mil, iki bin adımdır. Bu nedenle, üç çeyrek mil binbeşyüz adımdır. Bu mesafe, bir çeyrek saatten daha kısa sürede yürünebilir.
Bir kişi bu alacakaranlık vaktinde ateş yakarsa [veya herhangi bir iş yaparsa], Şabat’ı ihlal etme günahı riskini alıyor demektir. Bu alacakaranlık vaktinin, gündüze mi yoksa geceye mi ait olduğu konusunda kuşku vardır.
Bu çeyrek saatin yanında, Tanrı bize Şabat’a bir süre ekleyerek, Şabat’ı gözetmeye biraz erken başlamamızı emretmiştir. Bu mantıklıdır. Bir kişinin önemli bir randevusu olduğunda, gelmek için son anı beklemez. Böyle bir durumda, biraz erken gelmek için elinden geleni yapar.
Şabat’ı tutmaya, zamanı gelmeden iki saat önce başlamak tercih edilir, doğrusu; yasaları yerine getirmek konusunda dikkatli olan azizlerin uygulaması buydu. Tanrı, buyruklarını yerine getirdiğimiz için bizi ödüllendirmek amacıyla buyruklarını verdiği için, bize uymamızın mümkün olmadığı hiçbir emir vermemiştir. Bu nedenle, Tanrı bize Şabat’tan önce uzun bir süre eklememizi emretmemiş, sadece Şabat’ı karşılamayı gerçekten beklediğimizi göstermemiz için yeterli süreyi eklememizi buyurmuştur.
Bir kişi, alacakaranlıktan çeyrek saat, gece karanlığından yarım saat önce “Şabat’ı almalı” ve Şabat’ı gözetmeye başlamalıdır. [Çeviren’in notu: Yaygın gelenek, Şabat’ın güneşin batışından onsekiz dakika önce başlamasıdır.] Hala günışığı olmasına rağmen, artık Şabat olmuştur. Bir kişinin hassas bir saati yoksa, bu kutsal günü ihlal etme riskine girmemek için, Şabat’ı tutmaya erken başlamalıdır. Bu hiçbir şekilde önemsiz bir konu değildir.
Şabat’ı gereken zamanından önce gözetmeye başlayan bir kişinin Gelecek Dünya’daki büyük ödülünü açıklamak için uzun çıkarımları anlatmaya gerek yoktur. Bir kişi, fiili zamanından yarım saat önce işlerini bıraktığı için bir kayba uğradığını hissedebilir, ama bu hislerine rağmen bunu yapması, o kişinin Şabat’ı ne kadar önemli gördüğünün bir göstergesidir. Bu son yarım saat içerisinde son bir sigara içmek için bir dürtüye sahip olabilir ve buna direnmek zor olabilir. Ama kendi ruhu ile ilgili olan bir kişi, Tanrı korusun, sonu daha kötü olabileceği için, geçici keyifleri düşünmeyecektir.
Bir kişi Şabat’a ilave ederse, [Tanrı] onun huzuruna ilave eder. Şabat’tan çıkarılan herhangi bir şey, benzer biçimde o kişiden alınır.16
Aynı zamanda, Cuma günü Şabat için et ve şarap gibi şeyler alırken ödeme yapma konusunda dikkatli olunmalıdır. Borcunu ödeyebilmek için her hafta gerekli miktarda parayı ayırmaya çalışmalıdır. Dükkan sahibi o kişiye parayı sorduğunda o kişi parasının olmadığını söylerse, dükkan sahibi kötü hissedecektir [Şabat’ta]. Parayı sormaya utanması mümkündür, fakat ödeme yapmayan kişinin kredisini artık uzatmayabilir.17
Varlıklı bir adam bile, hafta içerisinde oluşan Tanrı’ya borçlarını gözden geçirmelidir. Tanrı insanlara zaman verse de, O eninde sonunda borçlarını istisna olmadan toplar.18 Bu nedenle bir kişi, işini erken bir saatte kapatmalı, işlerini bir kenara koymalı ve bu zamanı geçmiş hafta boyunca yaptığı eylemleri gözden geçirmek için kullanmalıdır. Şu gibi konuları düşünmelidir:
“Şu günde komşuma kötü bir şey söyledim.”
“Geç kalktım ve dualarımı zamanında söylemedim.”
“Uygun berahaları söylemeden yedim ve içtim.”
“Ellerimi yıkamadan ekmek yedim.”
“Boşuna ve gereksiz yere yemin ettim.”
“Bana yemeği sunan kişinin kendisi için yeterli yemeği olmadığı halde, o yemeği yedim.” (Bu yemek gönüllü verilmiş olsa da, yine de hırsızlık kabul edilir.)
“Bir kadın hakkında kötü düşüncelere sahip oldum.”
“Komşumun kötü durumundan faydalandım.”
“Komşumdan şüphelendim ve onun hakkında iyi niyetli düşünmedim.”
Bu şekilde, bir kişi o hafta içerisinde, Pazar gününden Cuma gününe dek yapmış olduğu tüm günahları düşünmelidir. Tamamen tövbe etmeli, Tanrı’nın huzurunda günahlarını itiraf etmeli ve bir daha asla o yola gitmemeye karar vermelidir. Şabat’tan önceki saat, son derece değerli bir zamandır ve lütuf dönemidir; bu nedenle bu şeyler hakkında düşünmek ruha çok faydalıdır. Bir kişi bu değerli saati, anlamsız bir iş olan sigara içmekle geçirmemelidir. Bunun yerine, yukarıda bahsedilen biçimde tefekküre girmelidir, böylece Şabat’ı doğru biçimde karşılayacak ve ruhuna büyük zevk ve tatmin sağlayacaktır. Şabat’a saf ve tüm günahlarından arınmış girer.
Talmud, Hillel Evi ile Şamay Evi arasında, insanın yaratılışı konusunda iki buçuk yıl süren çekişmeyi aktarır. Biri, insanın şu anda yaratılmış olduğu zamandan daha iyi durumda olduğunu söylemiştir. Diğeri, insanın hiç yaratılmamış olsaydı kendisi için daha iyi olacağını söylemiştir. Her zaman insanın günah işleme ve Gelecek Dünya’daki hakkını kaybetme tehlikesi vardır. Sonunda, insanın hiç yaratılmamış olmasının kendisi için daha iyi olacağı, ama şimdi yaratılmış olduğuna göre, kendi eylemlerini dikkatlice incelemesi gerektiği sonucuna varmışlardır.19
Bir kişi mümkün olduğunca çabuk tövbe etmelidir, çünkü; zaman geçtikten sonra günahı düzeltmek zordur. Bu durum, bir giysi üzerindeki lekeye benzer. Eğer hemen o leke çıkarılmazsa, artık kolayca aklanamaz. Bir kişinin iyi bir iş yapma fırsatı varsa, o işi hemen yapmalıdır. Önemli bir işi varsa bile onu bir kenara bırakmalı, iyi bir eylemin ödülünün, gerçekleşebilecek olan herhangi bir para kaybından çok daha büyük olduğunu hatırlamalıdır. Benzer biçimde, bir günahtan elde edilebilecek zevkten önce, onun getireceği zarar düşünülmelidir.20
Konumuza dönersek, Şabat’a çeyrek saat eklenmesinin tek nedeni, bu zamanın gece olup olmadığı konusunda kuşku bulunmasıdır. Bu tür sorular, açıktır ki; Tanrı için var değildir. O, altıncı günün bitip, yedinci günün başladığı tam anı belirleyebilir.
Bu nedenle ayet şöyle demektedir, “Tanrı, yedinci günle, yapmış olduğu işi tamamladı.” Bu, bizim tarafımızdan Şabat kabul edilen çeyrek saatte Tanrı’nın yapmış olduğu işi tamamladığı anlamına gelir. Tanrı’nın Kendisi bir saniye bile eklemek zorunda değildi. Daha önce bahsettiğimiz gibi, Tanrı bu alacakaranlık süresi içinde birçok şeyi yaratmıştır. Bunun nedeni ayrıca, [Tanrı, alacakaranlığın hangi kısmının Şabat’a ait, hangi kısmının ait olmadığını tam olarak bilmektedir.]
[Basımı yapılmamış] Tora’nın bir Aramice tercümesinde (Targum), şu ifade bulunur, “Ve Tanrı tamamladı” (וַיְכַל אֱלֹהִים), “Ve Tanrı istedi” olarak yazılmıştır.22 [İbranice Kala kelimesi (כלה) “tamamladı” anlamına gelir ve aynı zamanda özlem ve hasret yan anlamlarına da sahiptir.23 ] Bu, Tanrı’nın bu günün hasretini çektiğini ve diğer günlerden daha çok Şabat gününe istek duyduğunu belirtir.
Şabat sabah Amida’sında, Şabat hakkında şöyle deriz, “Onu, “tüm günlerin incisi” olarak adlandırdın.” (חֶמְדַת יָמִים אוֹתוֹ קָרָאתָ). Gerçekte, bu ifade Tora’nın hiçbir yerinde bulunmaz, fakat bu ifade ile ilgili ima yukarıda bahsedilen Targum’da bulunur.24
Tanrı’nın Dinlenmesi
Tora, Tanrı “yedinci günde, yapmış olduğu tüm işini bıraktı / işten dinlendi” demektedir.Gerçekte, elbette ki, yorgunluk ve dinlenme kavramları Tanrı için geçerli değidir. Bu tür ifadeler yalnızca insan için geçerlidir. Daha da doğrusu, tüm evrenin Tanrı’nın sözü ile yaratıldığını biliyoruz. Bu konuda şöyle yazılmıştır, “Gökler Tanrı’nın sözüyle, onların bütün orduları ağzının nefesiyle yaratıldı” (Mezmurlar 33:6). Her gün, sabah dualarımızda şöyle deriz, “Kutsaldır konuşup dünyayı yaratan” (בָּרוּךְ שֶׁאָמַר וְהָיָה הָעוֹלָם)
Bunun anlamı şudur: Her bir gün, Tanrı bir şeyin yaratılmasını emrettiğinde, yaratım süreci devam etmiştir. Örneğin, Tanrı “Bir gök olsun,” dediğinde var olmaya başlamış ve Cuma akşamına dek, gelişmeye ve genişlemeye devam etmiştir.25 Bu nedenle, Tanrı’nın isimlerinden biri Şaday’dır (שַׁדַי) ve bu kelime “yeter” anlamındaki Day (ַדַי) kelimesinden gelir. Eğer Tanrı evrene “yeter” demeseydi, göğe durmasını emretmeseydi, hala genişlemeye devam ederdi. Aynısı yeryüzü için de geçerlidir, çünkü; kaderi olan büyüklüğü bilmiyordu.
Bu nedenle, dünyanın tüm hafta boyunca iş yapmaya devam ettiği görülmektedir. [Bu ayeti “ O (Tanrı) yedinci günde dinlendi” olarak tercüme ettiysek de] şu şekilde de tercüme edilebilir, “O yedinci gün dinlendi.” Burada “O”, evreni ifade etmektedir. Bu, evrenin kendisinin Şabat’ta dinlenmiş olduğunu ima eder.
[İbranice bu ayette, וַיִּשְׁבֹּת֙ בַּיּ֣וֹם הַשְּׁבִיעִ֔י özne dolaylı olarak gösterilmiş ama gerçekte tayin edilmemiştir.] Bu ayet, “ve Tanrı tamamladı” veya “Tanrı kutsadı” dediği gibi, “Tanrı yedinci günde dinlendi” dememektedir. Bu ifadedeki özne, Şabat’ta dinlenen yaratılışın tamamıdır.26
Bu ayette başka bir dolaylı anlatım vardır. Tanrı evreni Sözü, konuşması ve eylemi bir olarak yaratmıştır. Tanrı, sonra Tora’nın tutulmasını gerektiren; aksi halde Bölüm 6’de bahsedildiği gibi, dünyanın orijinal hali olan “şekilsiz ve boş” haline döneceği şeklindeki açık şartını koydu.
Kötü kişiler dünyayı yok ettikleri için cezalandırılmamaları gerektiğini, çünkü; dünyanın sözden daha fazla bir şeyden yaratılmadığını iddia edebilirler. Bu, varlıklı bir insanın vazosunu kıran kişiye benzer. Çok değerli bir vazo olsa da üzülmez ve “Sahibi varlıklı bir kişi. Böyle vazolardan çok sayıda satın alabilir” der.
Kötü bir kişi de şöyle der, “Dünya’yı yok ettiysek ne farkeder? Tanrı, bir sözü ile bir başkasını yaratabilir.” Yaratılılışın Tanrı açısından hiçbir çaba içermediğini düşünerek, kendi cezalarının sert olmayacağını sanarlar. Bu iddiayı geçersiz kılmak için Tora, Tanrı “yedinci günde dinlendi” der. Bu ayet, dünyanın Tanrı altı gün boyunca dünyanın yaratılışı için çok fazla çaba göstermiş ve sonunda dinlenmek zorunda kalmış gibi değerli olduğunu ima eder. Bu nedenle, kötü kişiler kötü davranışlarıyla dünyanın değerini azalttıkları için cezaya layıktır.27
Bu bölüme dikkatlice bakarsanız, “Tanrı dedi” ifadesinin on kez tekrarlandığını görürsünüz. Bu On Söz ile dünya yaratılmıştır.28 Bunlar:
- “Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeryüzünü yarattı” (Yaratılış 1:1). Burada “Tanrı dedi” ifadesi yer almamasına rağmen, Talmud bunun On Söz arasında sayıldığını belirtir.
- “Tanrı “Işık olsun” dedi” (Yaratılış 1:3).
- “Tanrı, “Suyun içinde bir gök olsun …” dedi” (Yaratılış 1:6).
- “Tanrı “…sular bir yere biriksinler …” dedi” (Yaratılış 1:9).
- “Tanrı “Yeryüzü bitki yeşertsin…” dedi” (Yaratılış 1:11).
- “Tanrı “… ışık kaynakları olsun” dedi” (Yaratılış 1:14).
- “Tanrı “Su, canlı sürüleriyle kaynasın …” dedi” (Yaratılış 1:20).
- “Tanrı “Yeryüzü her bir canlı türünü…çıkarsın” dedi” (Yaratılış 1:24).
- “Tanrı “…insan yapalım…” dedi” (Yaratılış 1:26).
- “Tanrı “Adamın yalnız olması iyi değil…” dedi” (Yaratılış 2:18).
Açıktır ki, Tanrı evreni tek bir sözle yaratabilirdi. Bu kadar çok sayıdaki söz ile yaratmasının nedeni, “kötü kişileri, On Söz ile yaratmış olduğu dünyayı yok ettikleri için cezalandırmaktır.” Bu bize, iyi Yahudiler’in dünyayı sürdürdükleri için bol ödül alacaklarını öğretir.
[Tüm yaratılış Tanrı’nın konuşması ile yerine getirildiği için, Şabat’ta Tanrı’nın bunu durdurması] bize bir kişinin Şabat’ta ağzını kapalı tutması ve gereksiz yere konuşmaması gerektiğini öğretir.29 Konuşması sadece Tanrı’nın Torası’nı içermelidir. Böyle, ne zaman Rabbi Şimon bar Yohai’nin annesi konuşacak olsa, ona “Bugün Şabat” diye hatırlatırdı ve bunun üzerine annesi vazgeçerdi.
Bu durum bir kişi sinagogdayken özellikle geçerlidir. Bir kişi sinagogdayken, Şabat’ta veya hafta içinde, boş sohbetler yaparsa, ona eşlik eden iki melek ellerini o kişinin başına koyar ve şöyle der, “Bu kişinin, İsrael’in Tanrısı’nda payı yoktur.” İlave olarak, bunu Şabat’ta yaparsa, Şabat’a saygısızlık etmekten suçludur.
Bir kişinin buna çok dikkat etmesi gerekir, maalesef birçok kişinin sanki evlerindeymiş gibi sinagogda oturup sohbet ettiğini görüyoruz. Önemli bir konukları olsa ve diğer kişiler kendilerinin huzurunda sohbet etse, çok rahatsız olacaklarını düşünmek için asla durmazlar. Bu ev sahibini küçük düşürürdü.
Bu durum, Tanrı’nın evi olan sinagog için çok daha doğrudur. Yahudiler, Tanrı’nın onların günahlarını affetmesi, ihtiyaçlarını karşılaması için dua etmek amacıyla orada biraraya gelirler. Ama insanlar oturup sohbet ederse, Tanrı’dan gereksinimleri için istekte bulunmaları nasıl mümkün olabilir? Sinagogda sohbet eden kişinin kendini topluluktan ayırdığını görürüz. Bu nedenle bir kişi sinagogda, Tanrı’nın kabul etmesini istediği dualarından başka tek bir kelime dahi konuşmamaya dikkat etmelidir.
Şabat’ta ihtiyaçlarımız için bile dua etmemizin yasak olduğunu biliyoruz. Durum böyleyken, bir insan amacı olmayan sözleri konuşmayı nasıl düşünebilir? Giriş bölümünde bahsettiğimiz gibi, Şabat’ta ayrıca tarih ve benzer konularda kitap okumak yasaktır.
NOTLAR:
- Megilla, Bölüm 1.
- Orah Hayim 261.
- Tikuney Zohar #48.
- Yazar’ın kendi görüşü.
- [Bava Kama 50a]
- Eruvin, Bölüm 1.
- [Karşılaştır. Avot 2:1]
- Bereşit Rabba; Raşi.
- [Yayımlanmamış] Targum Yeruşalmi; Zohar Hadaş 16c. [Ayrıca bak Abarbanel, Toledot Yitshak.]
- [Böyle bir kullanım Mezmurlar 84:3, 119:81’de bulunur. Bak: Mahzor Vitri #103.]
- [Adı geçen eserde. Raşi, Sefer HaOrah (Lviv, 1905) 2:63.]
- Bereşit Rabba.
- Adı geçen eserde.
- Adı geçen eserde.
- Avot 5:1; Bahya.
- Zohar, VaYahel; Reşit Hakmah, sayfa 218.