Yaratılış 18:26

Tanrı “Sedom’da – şehrin içinde elli masum insan bulursam, tüm bölgeyi onların uğruna bağışlayacağım” dedi.

Tanrı, Avraam’a “Sen, herkeste iyiyi bulmaya çalışan büyük bir kişisin. Ayrıca seni çok sevdiğimi de biliyorsun. Noah’ın döneminden beri on nesil geçti ve o dönemden bu yana sadece sana konuştum, çünkü; sen onların hepsinden daha mükemmelsin. Yüzsüzce konuştuğunu ve Ben’im yargımı sorguladığını biliyorum. Elbette, aralarında dürüst bir kişi olmadığını biliyorum. Ama aynı zamanda niyetinin iyi olduğunu biliyorum ve bu nedenle bunu bir günah saymıyorum. Bunun yerine, sana ve sözlerine değer veriyorum. Küstahça konuştuğun halde, sözlerin Gözümde övgü buldu. Yine de Avraam, savların haklı değil. Nedenini açıklayayım.

İlk olarak, kötü kişiler, dürüst kişiler nedeniyle affedilecekse, bu durum sadece dürüst kişiler tam bir aziz olurlarsa geçerlidir. Bu şehirlerdeki zararsız kişiler bile tam olarak dürüst kişiler değildir; onlar da adaletsizlikte bulunmuşlardır. Zararsız kişi ile suçlu arasında çok az fark bulunduğu için, zararsız kişilerin değeri diğerlerini kurtaramaz.”

Bir kişi Tora’ya bakarsa, “dürüst” olarak tercüme edilen kelimenin tzadikim (צַדִיקִם) sondaki Yod harfi (י) olmadan yazıldığını görür. Kelimenin eksik olması gibi, dürüstlükleri ve Tanrı korkuları da eksiktir.140

Tanrı devam ederek, “Başka bir Tufan getirmeyeceğime dair Noah’a içtiğim andı merak ediyordun. Bu ant, Ben’i sadece Noah zamanında yaptığım gibi tüm dünyayı yok etmekten alıkoyuyor. Günah işlemeleri durumunda insan türünün bir kısmını yok etmeyeceğime asla ant içmedim. Nasıl böyle bir ant içebilirim? İnsanlar cezasız kalacak biçimde günah işleyebileceklerini düşüneceklerdir.

Dünyaya tufan getirmediğim tek bir gün bile geçmez. Bir kişi günah işlediğinde, çocuğu ölebilir, malı mülkü sel tarafından yok edilebilir, ticari mallarını taşıyan gemi denizde kaybolabilir veya malları çalınabilir. Bunların tümü bir “tufan” sayılır. Ben herkesi eylemlerine göre cezalandırırım.141

Yine de bu beş şehirde elli dürüst kişi varsa, hükmümü iptal edeceğim ve tümünün canını bağışlayacağım.”

[Avraam, Tanrı’ya şöyle demişti, “Belki şehir içinde elli masum insan vardır. İçindeki bu elli dürüst insan uğruna [söz konusu] yeri bağışlamayıp [yine de] yok edecek misin?” Sonra Tanrı yanıt vererek, “Sedom’da – şehrin içinde elli masum insan bulursam, tüm bölgeyi onların uğruna bağışlayacağım” dedi.] Bu ayetlere dikkatlice bakarsak, bazen “şehir” kelimesinin bazen “bölge” kelimesinin kullanıldığını görürüz.

Avraam, Tanrı’dan tüm dürüst kişiler bir şehirde bulunsa bile tüm şehirleri bağışlamasını istemişti. Bir “şehirde” elli dürüst kişi varsa, Tanrı’dan tüm “bölgeyi” bağışlamasını istemişti. Sedom’da elli dürüst kişi varsa, on tanesi her bir şehri kurtaracaktı. Eğer her şehirde, on dürüst kişi varsa, kesinlikle kurtulacaklardı.

Tanrı, “Eğer Sedom’da elli dürüst kişi varsa (bu beş şehirden biri) diğer dört şehrin – Amora, Adma, Tzevoyim ve Tzoar – günahlarını bağışmakla kalmayacağım, talep ettiğinden fazlasını yapacağım. Tüm “bölgeyi” bağışlayacağım – çevredeki köyler de dahil. Onlar dahi dürüst elli kişinin değeri yüzünden bağışlanacaklar, bu dürüst elli kişi tek bir şehirde bulunsa bile” diye karşılık verdi.

Avraam bu kadar fazlasını sorma küstahlığına sahip değildi. Tanrı’nın hükmünün ortadan kaldırılamayacağını bilerek, Sedom’daki dürüst kişilerin köyleri kurtarmasını bile sormamıştı. Sadece en kalabalık şehirler için dua etmişti. Ama Tanrı sonsuz merhamete sahiptir ve Avraam’a istediğinden daha fazlasını vererek, “tüm bölgeyi onların uğruna bağışlayacağım” dedi.142

Yazmış olduğumuz her şeyi tekrar okuyun ve Sedom halkının ne kadar kötü olduğunu anlayacaksınız – Büyük Tufan neslinden bile kötü. Yine de Tanrı, onlara merhamet göstermeye hazırdı.

NOTLAR:

140. Aynı adlı eserde.

141. Şevuot, Bölüm 4. Karşılaştır. [Trani’li Rabbi Yosef] (Maharimat, [Deruşim Al HaTora] (Venedik, 1648), sayfa 21.

142. [Şe’elot U’T’şuvot] Maharik, Şoreş 172.