Yaratılış 17:2

“Antlaşmamı seninle aramda yapacağım ve seni [sayıca] çok çok artıracağım”.

Tanrı, “Artık yıldızların gücü altında olmayacaksın, çünkü Ben Kendim senin gözeticin olacağım. Bu nedenle sana kusursuz ve mükemmel olmanı emrediyorum. Tüm bunları yapacak güce sahip olduğuma dair Bana inancında kusursuz ol. Astroloji bilginleri tarafından yapılan yıldızlar tarafından belirlenen herhangi bir şeyin değiştirilemeyeceğine dair iddia ile aldatılma. Onların iddialarına şüpheyle yaklaş. Ben evrenin Hakimi’yim ve bir kişinin kaderini kötüden iyiye veya iyiden kötüye çevirebilirim. Her şey insanın davranışlarına bağlıdır. Bu nedenle, “Önümde yürü ve emirlerimi yerine getir.”2

Tanrı’nın “Önümde yürü” dediğinde kastettiği budur. Sonra Tanrı, Avram’a “kusursuz ol” demiştir. Avram’ın tek kusuru sünnet olmamış olmasıdır. Bu nedenle Tanrı, “Kendini sünnet etmeye çalış ve sonra her yönden kusursuz olacaksın. Bu emri yerine getirdiğinde, Antlaşmamın seninle Ben’im aramda sonsuza dek devam edeceğine dair güvenceye sahip olacaksın. Sana Kenaan ülkesini vereceğim ve seni sayıca çok çok artıracağım” dedi.3

Avram kendi kendine düşünmeye başladı: “Bunların tümü doğru ama sünnet benim için çok tehlikeli olabilir. Şimdiye dek, benim tarafımda birçok adam vardı ama sünnet olursam onlardan farklı hale geleceğim ve tümü benden nefret edecek. Bana karşı savaş açabilir ve beni öldürebilirler. Bunun yanında sünnet beni zayıf ve hasta kılacak ve iyileşme dönemi boyunca birisinin beni öldürmesi çok kolay olacaktır.”

Sonra Avram, daha önce bahsedilmiş olan üç arkadaşından tavsiye aldı: Aner, Eşkol ve Mamre. Her biri ona farklı bir tavsiyede bulundu.

Aner, “Yaşlı bir adamsın, 99 yaşından fazlasın. Niçin hayatını riske atıyorsun?” dedi.

Eşkol, “Bunu yaparsan, birçok düşmanın olacak ve onlara karşı savaşamayacaksın” dedi.

Mamre, “Nimrod, Ur Kasdim’de seni ateşli fırına attığında, Tanrı seni kurtardı. Dört krala ve ağır silahlı birliklerine karşı savaşa girdiğinde, Tanrı sana zafer bahşetti. Kenaan ülkesinde kıtlık olduğunda, Tanrı seni hayatta tuttu. Senin için böyle mucizeler yapmış olduğu için, ne derse desin O’nun emrine uymalısın” dedi.4

Tanrı’nın sünnet olmasını emretmiş olması üzerine Avram’ın arkadaşlarından tavsiye istemesi çok tuhaf gelebilir. Gerçekte, Avram’ın tavsiye istemesinin üç iyi sebebi vardı.5

Birincisi, Avram bu kişilerin Tanrı’ya gerçekten inanıp inanmadıklarını test etmek istedi. Onlara nasıl davranacağını, dostça mı davranacağını yoksa onlardan ayrılacağını mı bilmek istedi. Cevapları sayesinde, en özel düşüncelerini bilebilecekti.6

Avram, insan doğasını iyi biliyordu ve her birinin nasıl yanıtlayacağı konusunda iyi birer fikri vardı. İkinci neden, önce onlarla konuşmak ve başka bir emri, Tanrı’nın İsmi’ni kutsamak emrini yerine getirmekti. Tüm dünyaya, en iyi arkadaşlarının onun kendisini tehlikeye atmasını istemediğini ama Tanrı’nın emrini yerine getirmek için kendisini her türlü tehlikeye atmaya hazır olduğunu gösterecekti.7

Avram’ın üçüncü nedeni, bu işe nasıl koyulacağını bilmiyordu. Öte yandan, kendisini özel olarak geceleyin sünnet etmek istiyordu. Alaycıların onunla eğlenmesini ve kendisine bayağı şakalar yapmalarını istemiyordu. Ayrıca, düşmanlarının sünnet nedeniyle zayıf durumda olduğunu, Şehem’de olduğu gibi (Yaratılış 34:25) baskın yaparak onu öldürmelerinden korkuyordu.

Bunun yanı sıra, Avram tüm dünyanın Tanrı’nın emirlerinin ne kadar önemli olduğunu görmesi için, halkın bileceği biçimde sünnet olmak istiyordu. İşte, 99 yaşında bir adam, Tanrı’nın emrini yerine getirmek için kendisini acılı bir operasyona teslim ediyordu.

Avram, nasıl davranacağından emin olmadığı için üç arkadaşının tavsiyesini istemişti. Güçlü inanca sahip olmayan Aner ve Eşkol, Avram’ı tehlikelere işaret ederek sünnetten vazgeçirmeye çalıştılar. Mamre ise halka açık bir törende sünnet olmasını tavsiye etti. Tanrı daha önce onun için mucizeler yaptıysa, kimsenin ona el kaldırmasına kesinlikle izin vermeyecekti. Sonra Tanrı, Avram’a endişelenmemesini, Kendisi’nin onu koruyacağına söz verdi. Avram sonra halka açık biçimde sünnet olmaya karar verdi.8

Başka bir görüşe göre, ne Aner ne de Eşkol, Avram’ı sünnetten vazgeçirmeye çalışmamıştır. Bu kişiler Avram’ın arkadaşıydı ve kesinlikle dürüst kişilerdi; Avram’ın inançsız kişilerle arkadaşlık yaptığını düşünmek mümkün değildir.

Avram sadece Tanrı’nın “Sana gelince – antlaşmamı korumalısın” (Yaratılış 17:9) emrini verdiğinde ne demek istediğinden emin değildi. Tanrı, kendi elleriyle mi sünnet olmasını kastetmişti? Bu, bir açıdan daha iyiydi, çünkü bu; emre ne kadar çok saygı gösterdiğini gösterecekti. Ama bir yandan da, korkuyordu, çünkü; yaşlı eli titreyebilirdi ve kendisini doğru şekilde sünnet edemeyebilirdi. Bu konuyla ilgili olarak Aner, Eşkol ve Mamre’den tavsiye istemişti.

Bunun üzerine Aner, Avram 99 yaşında olduğu için kendi eliyle sünnet olmaya kalkışmaması yönünde karşılık verdi. Çok büyük bir acıya neden olacak, bu da onun işi doğru biçimde yapmasına engel olacaktı. Bu nedenle, başka birinin onu sünnet etmesi daha iyi olacaktı. Tanrı ona “antlaşmamı korumalısın” dediğinde, Avram’ın kendi ev halkını kendi eliyle sünnet etme sorumluluğuna sahip olduğunu kastetmişti. Ama bunu kendisine de yapmasını kesinlikle kastetmemişti.

Eşkol’un Avram’ın kendi kendisini neden sünnet etmemesi gerektiği konusunda başka bir sebebi vardı. Bunu yapsaydı, insanlar “Kimse onun gözünde yeterince iyi değil. Hepimizi temiz olmayanlardan sayıyor. Başka türlü neden kendisine böyle bir ameliyat yapsın ve başka birinin bunu yapmasına izin vermesin?” diyecekti. Bunu, ona karşı savaş açmak için bir bahane olarak kullanacaklardı.

En güçlü inanca sahip olan Mamre’ydi ve Avram’a kendi elleriyle sünnet olmasını tavsiye etti. Endişelenmesine gerek yoktu, çünkü; Tanrı ona yardım edecekti.9

Avram, hala kendisinin neresini sünnet edeceğini bilmiyordu. [Tanrı ona sadece “sünnetsiz” (arel) olan yerini sünnet etmesini söylemiş, ama neresi olduğunu belirtmemişti.] Kutsal Kitap’ta dört yerin “sünnetsiz” olabileceği belirtilmiştir. Kulak, Peygamber’in söylediği gibi, “Kulakları sünnetsizdir” (Yeremya 6:10), İsrael’in kendilerini düzeltmeye kulaklarını kapadıklarını belirtir. İkincisi ağızdır, Moşe’nin söylediği gibi, “Dudaklarım sünnetsizdir” (Mısır’dan Çıkış 6:12). Üçüncüsü kalptir, Tora’nın söylediği gibi, “Sünnetsiz kalplerinizi sünnet edeceksiniz” (Yasa’nın Tekrarı 10:16). Dördüncü ve sonuncusu ise erkek üreme organıdır.

Tanrı, Avram’a “Sünnetsiz etinizi sünnet edeceksiniz” (Yaratılış 17:11) diye emretmişti. Avram ise yukarıda bahsedilen sünnetsiz olabilecek dört yerden hangisinin sünnet edilmesi gerektiğini bilmiyordu. Bunu mantıken belirlemek zorundaydı ve bunu üç yolla yaptı:

İlk olarak, Avram Yüksek Rahip (Koen Gadol) olma makamına sahipti. İyi bilindiği gibi, bir koen fiziksel olarak mükemmel, kusursuz olmak zorundadır, aksi halde hizmet edemez veya korban sunamaz (Levililer 21:21). Avram ve soyundan gelenler koenler olacağı için, fiziksel kusur oluşturacak bir yerden sünnet olamazdı, bu da ağız, kulak ve kalbi dışarıda bırakıyordu.

Elbette ki kalbi kelimenin tam karşılığı ile sünnet etmek mümkün değildir, apaçık biçimde Tanrı, Avram’ın intihar etmesini istemez. Ama kalbin kenarında göğüste küçük bir kesik yapmak mümkündür.

Avram’ın ayrıca Tanrı’nın “Antlaşmamı seninle aramda yapacağım ve seni [sayıca] çok çok artıracağım” sözünden de bir kanıta sahipti. Tanrı daha önce Avram’a soyundan çok sayıda kişinin geleceğine söz vermiş olduğuna göre, bu vaatini burada niçin tekrar etmiştir? Burada, sünnetin konusu olan vücut parçasının soyunu oluşturacak olan organ olduğu ima edilmektedir – bu organ, üreme organıdır.

Avram’ın sahip olduğu üçüncü kanıt, Tanrı’nın “Fazlalık derisini kesmeyen sünnetsiz bir erkeğin canı, halkının arasından kesilecektir – [çünkü] antlaşmamı ihlal etmiştir” (Yaratılış 17:14) sözündendir. Tanrı daha önce Avram’a sadece erkekleri sünnet ettirmesini söylemişti, o halde neden “sünnetsiz bir erkeğin” diye tekrar etmiştir? Bu ifade, sünnetin kadın ile erkeği birbirinden ayıran organ ile ile ilgili olduğuna işaret eder.10

Bu üç kanıt ile Avram, kendisinde nereyi sünnet edeceğini kesinlikle bildi ve şüphesi kalmadı.

NOTLAR:

2. Targum.

3. Raşi.

4. Bereşit Rabba.

5. [Kaley’li Rabbi Şmuel,] Mişpatey Ş’muel 13 (Venedik, 1599).

6. Hizkuni.

7. Mizrahi.

8. Yafeh Toar, sayfa 252. Bakınız Zera Berah, Bölüm 1; Imrey Şefer, VaEra.

9. Bina Lalttim 61. Karşılaştır Yafeh Toar, Hayay Sarah, sayfa 346; Rabbi Yosef MiTrani (Maharimat), VaYera.

10. Tanhuma.