Yaratılış 6:13

BÖLÜM 2

 

Tanrı, Noah’a “Tüm vücutların sonu önüme geldi; çünkü yeryüzü [insanların] suçlarıyla / onların önünde doldu” dedi. “Bu yüzden onları yeryüzü ile birlikte yok edeceğim.”

 

Ne zaman bir kişi günah işlese, meleksi bir Davacı yaratılır. Bu Davacı’ya Son (Ketz) adı verilir. Her kişiyi işlemiş olduğu günahtan dolayı cezalandıran bu meleksi varlıktır ve daha azı ile tatmin olmaz. Amacını yeri getirmek için bu Davacı yaratıcısına saldırır ve bu eyleminden dolayı tükenene kadar onunla savaşa girer. Bu Davacı’nın işi, onu yaratmaktan sorumlu olan kişi tümüyle tövbe etmedikçe bitirilemez.1

 

Tanrı, Noah’a 480 yaşındayken yaratılıştan sonraki 1536 yılında konuştu (M.Ö. 2225).2 Tanrı o zaman ona, bu Davacı’nın O’nun huzuruna gelip, bu neslin insanlarını açıkça suçladığını söyledi. Bu nedenle Tanrı, “Tüm vücutların sonu önüme geldi” dedi.

 

Tanrı devam ederek, “Yeryüzü onların önünde suçla doldu” dedi. [İbranice’de “onların önünde” ifadesi MiPney-hem (מִפְּנֵיהֶם), birebir çeviri ile “onların yüzünden” olarak tercüme edilebilir. Bu ayet şöyle okunabilir, “Yeryüzü onların yüzünden suçla doldu.” İbranice’de,] liderler ve aristokratlar genellikle “toplumun yüzü” olarak ifade edilir (Peney HaEdah). Diğer insanları düzeltmek için çalışması gereken kişiler bunlardır. Ancak, Noah zamanında bu insanlar diğer insanlardan daha kötüydü ve diğer insanlar onlardan öğrendi. [Tanrı bu nedenle, “Yeryüzü onların “yüzünden” suçla doldu” demektedir.] Yeryüzü suç ile doluysa, bu önde gelenlerin suçudur.3

 

Birçok durumda, bu suç hemen göze çarpmayan biçimlere bürünmüştü. Bir çiftçi, pazara çok fazla meyve getirip çok az kazanç elde ediyordu. Yozlaşmış insanlar, ücret ödemeden bu meyveleri yemenin bir yolunu buluyordu. Bir müşteri gibi davranıp çiftçi ile pazarlık yaparken, meyveden azar azar yemeğe başlıyordu. Yemeyi bitirdikten sonra satın almamak için meyvenin iyi olmadığı veya fiyatın uygun olmadığı konusunda yakınıyor; eğer ödeme yaptıysa bunu sahte parayla yapıyordu.4

 

Bu son derece yaygın bir uygulamaydı. Eğer çiftçi yenmiş olan meyvesinin ücretini almak isterse, diğer kişi “Sadece iyi olup olmadığını anlamak için malının tadına bakıyordum. Bunu herkes yapar” diyordu. Eğer bu durum mahkemeye getirilirse, bu savunma geçerli kabul ediliyordu. Adaletin çarkları sıradan insanın aleyhine işleyecek biçimde, yasal olarak soyulmasını sağlayacak şekilde kurulmuştu.5

 

Tanrı, “Davacı feryat ediyor, fakat onu haklı çıkaracak kimse yok. Ama ben insanın en gizli düşüncelerini yoklarım ve bir çalma niyeti olduğunu bilirim” dedi.

 

O zamandaki başka bir büyük günah putperestlikti. Başlangıçta, putperestlik tamamen bireysel bir durumdu ve insanların bu konuda ağzı biraz sıkıydı. Ama zaman geçtikçe, bu suskunluk azaldı ve putlara toplum içinde tapılmaya başlandı. Tamamen kabul edilir bir hale dönüştü.6

 

[O günlerde, buğday ağaç gibi, tahıl taneleri kavun gibi büyüdü.] Tanrı, “Bu insanlar, onlar için yaptığım iyiliğin farkında değiller. Tahıl sapları o kadar uzun ve kalın ki onları hasat etmek mümkün değildi. Ama tahıl tanelerini düşmesini sağlayacak kuvvetli bir rüzgar gönderiyorum ki kolayca toplanabilsin”7 dedi.

 

İnsanların çok boş zamanları ve güzel yaşamları vardı. Ama Tanrı’ya şükredip O’nun emirlerini yeri getirmek yerine, daha fazla günah işlediler ve kendilerini tümüyle yok ettiler. Öldürülmeyi hak ettiler.8

 

Çok sayıda günah işlemelerine rağmen, hüküm hırsızlık nedeniyle mühürlendi.9

 

Bunun nedeni dünyanın üç temele dayanmasıdır: barış, hakikat ve adalet.10 [O zamanda hırsızlığın çoğu hakikatin boşa savrulduğu zimmete geçirmeyi içeriyordu.] İnsanlar arasında barış yoktu ve bu zimmete geçirme tartışmaya ve çekişmeye yol açıyordu. Ve hakimler zimmetçilerden daha yozlaşmış oldukları için adalet de yoktu. Dünyanın üç sütunu ortadan kalktığı için, yok edilmesi zorunluydu.11

 

Çalmamanın ahlaki nedenleri mantığa son derece uygundur. Açıktır ki, kimse malının çalınmasını istemez. Hırsızlık hem Tanrı’nın hem insanın gözünde ahlaksızlıktır.12

 

NOTLAR:

  1. Zera Berah, Bölüm 1.
  2. Bu kolayca hesaplanabilir.
  3. Rabbi Moşe ibn Haviv’den [Yazar’ın büyükbabası] bir el yazması.
  4. Bereşit Rabba 31.
  5. Rabbi Moşe ibn Haviv, aynı yerde.Ayrıca bak Binah Leltim 64.
  6. Zohar 1:60.
  7. Zohar Hadaş 20b.
  8. Karşılaştır. Ştey Yadot, sayfa 153.
  9. Raşi; Bereşit Rabba.
  10. Avot, Bölüm 1.
  11. Tzedah LaDereh.
  12. Ramban.