Yaratılış 3:22

BÖLÜM 11

 

Tanrı “İnsan, iyi ve kötüyü tanıma konusunda bizden biri gibi oldu” dedi. “Şimdi elini uzatıp Yaşam Ağacı’ndan da [meyve] alması engellenmeli. Yiyip sonsuza kadar yaşayabilir!”

 

Tora, burada bize insanın diğer yaratıklar gibi doğuştan iyi veya kötü olmadığını öğretmektedir. Tanrı’nın insanların iyi veya kötü olmasına o kişinin doğumunda karar verdiğini iddia eden ahmak ve cahilleri dikkate bile almamalıdır. Bu tamamen yanlıştır. Her insanın Moşe kadar doğru bir kişi olmayı ya da Yarovam [tüm Yahudi halkını putperestliğe sürükleyen] kadar kötü olmayı özgürce seçme hakkı vardır. Buna inanmak Yahudiliğin önemli bir esasıdır.1

 

Tanrı’nın Evren’in Efendisi olduğu, O’nun yetkisi dışında hiçbir şeyin yapılamayacağı gerçek iken, bir kişinin neyi isterse nasıl yapabileceği merak edilebilir. Gerçekte, tam da bu Tanrı’nın isteğidir. Tanrı, insanın Tanrı’nın isteğini yapmasını, ama bunu kendi seçimi ile yapmasını ister.

 

Bu gerçekte bir iyilik eylemidir. Eğer insan doğasının sonucu olarak iyi olanı yaparsa, bunu yapmasından dolayı ödüllendirilemez. İnsan, sadece doğasını takip etmesinden dolayı nasıl ödüllendirilebilir? Benzer biçimde, doğasının sonucu olarak günah işlemişse, günah işlediğinde cezalandırılamaz. Ancak, Tanrı yarattıklarına merhamet ettiği ve Gelecek Dünya’da onlara iyi bir ödül vermeyi istediği için, Tanrı onlara özgür irade vermiştir ki, kendi seçimlerinin sonucu olarak iyi olanı yapsınlar. İyi olanı yapmaya güçleri olduğu için, kötü olanı yaptıkları için cezalandırılabilirler.

 

Tanrı, bu nedenle, Adam’ın elini uzatıp, Yaşam Ağacı’ndan alıp meyvesini yememesi ve sonsuza kadar yaşamaması için Eden Bahçesi’nden gönderilmesini söyledi.

 

Bu noktada şu soru sorulabilir: Tanrı tüm yarattıklarına karşı merhamet sahibi olduğuna göre, Adam Bilgi Ağacı’ndan yese ve ölümsüz olsa, Tanrı için ne farkederdi?

 

Bu ana dek Tanrı, insanın diğer tüm yarattıklarından daha mükemmel olmasını istedi. Zekası, diğer hayvanların olduğu gibi doğuştan geliyordu. Gözleri, kulakları ve diğer duyuları diğer hayvanlar gibi kendiliğinden işlev göstermiyordu. Bunun yerine, insanın zekasını kendi çabası ile kazanması takdir edilmişti. Bu nedenle Tanrı, insana doğal olarak ölümsüzlük kazandıracağı için Yaşam Ağacı’ndan yemesini istememişti. Bunun yerine Tanrı, insanın iyi eylemleri ile ölümsüzlüğü elde etmesini istedi.2

 

Gerçekte, Adam Yaşam Ağacı’ndan yemiş olsaydı, bu hiçbir zarara yol açmayacaktı. Ama, günah işlemiş olduğu için, insanın kendisini arıtması gerekir ki bu ancak ölüm ile gerçekleşir. İnsanın toprağa gömülmesi ve ruhunun arıtılması gerekir. Bu nedenle, Yaşam Ağacı’ndan yemesi onun için uygun değildi.3

 

Adam’ın günahı nedeniyle başka bir kaybımız vardır. Başlangıçta, Adam’ın Eden Bahçesin’de yaptığı gibi İlahi Mevcudiyet’e yakın olmamız ve O’nun ışıması altında zevk almamız takdir edilmişti. Bu günah İlahi Mevcudiyet’in onu terk etmesini ve ilk gökte yerleşmesini sağladı.

 

Kayin’in [kardeşini öldürmesi] günahı nedeniyle, İlahi Mevcudiyet ikinci göğe uzaklaştı.

 

Enoş’un kuşağının [putlara tapmaya başlayan] günahı nedeniyle, İlahi Mevcudiyet üçüncü göğe yükseldi.

 

Büyük Tufan kuşağının günahları O’nu dördüncü göğe çıkardı.

 

Ayrılık Kuşağı’nın [Babil Kulesi’ni inşa eden] eylemleri, İlahi Mevcudiyet’in beşinci göğe uzaklaşmasını sağladı.

 

Sodom’un günahları O’nu altıncı göğe çıkardı.

 

Mısır’ın günahları O’nu yedinci göğe getirdi.4

 

“Babaları’nın masasından sürülen çocuklara eyvahlar olsun.”5

 

Adam büyük bir azizdi. Ne kadar büyük bir günah işlediğini ve cennetten çıkarıldığını gördüğünde, tövbe etmeye karar verdi. Tüm dünyevi şeylerden vazgeçti. Yüzotuz yıl oruç tuttu, sadece incir yaprakları giydi ve Hava’ya dokunmaktan kaçındı.6

 

[Cuma gecesinde,] güneşin battığını ilk kez tecrübe ettiğinde şöyle dedi, “Yazıklar olsun bana! Dünya’nın karanlık olmasına yol açtım!” Ertesi gün, güneşin doğduğunu gördü ve sevinçle doldu. “Karanlık olması benim hatam değildi. Bu sadece Dünya’nın davranış biçimidir.”7

 

Adam sonra bir sunak yaptı ve Tanrı’ya bir sunu getirdi. Bu sunu, çok özel bir hayvandı, alnının ortasında bir boynuz olan bir öküzdü.8 Tanrı merhametlidir, böylece memnuniyetle sunusunu kabul etti.

 

Gerçekte, tövbesinin sonucu olarak Adam, tamamen affedilmeyi, ölüm cezasının kaldırılmasını haketti. Ama Tanrı geleceği bilir, Babil kralı Nebukadnezar, Sur kralı Hiram gibi kişilerin kendilerini tanrı kabul edeceklerini gördü. Bu nedenle Tanrı, insanın ölümlü olmasını, böylece kimsenin kendisini ilahi olarak kabul etmemesine hükmetti.9

 

Elbette, Tanrı işleri sadece kötülerin öleceği biçimde düzenleyebilirdi. Tanrı, iyi ve kötü olanlar arasında ayrım yapmak istemedi, böylece insanlar sadece ölüm korkusu ile iyi olmasınlar. Tanrı bizim  ödüllendirilmek için veya cezalandırılma korkusu nedeniyle O’na hizmet etmemizi değil, sadece O’nun buyruklarına uymak için hizmet etmemizi ister.

 

Adam, Kayin ve Evel doğana dek tövbe etmedi.10 Bundan daha sonra bahsedilecektir.

 

Adam, istisnai yücelik ile takdir edimişti ve Tanrı ona şu yirmialtı üstünlüğü lütfetmişti:11

 

  1. Adam’ı oluşturmak için toz su ile karıştığında, Tanrı ona bir ruh vermeden önce bile, o zaten manevi bir varlıktı. Tanrı’nın kendi el işi olduğu için, bu balçık bile bir ruh gibiydi. Tüm öğeleri tamamen fiziksel olan diğer yaratıklar gibi değildi.
  2. Normalde, bir çocuk doğduğunda gelişmiş değildir, derece derece gelişir, olgunluğa erişmesi birçok yıl alır. Adam, öte yandan, sekizinci bölümde bahsedildiği gibi, yaratıldığında tamamen gelişmiş durumdaydı. Tüm hayvanlar ve ağaçlar da ergin durumda yaratıldılar ki, Adam her şeyi kendisi için hazırlanmış bulsun.
  3. Adam, her şeyden önce yaratılmıştı. O yaratılışın ta kendisi olduğu için, onun ilk olması uygundur. Her şeyi yaratmadan önce, Tanrı tozu toplayarak onun bedenini biçimlendirdi, ancak altıncı güne kadar ona bir ruh üflenmedi.12 Bunun bir nedeni, onun yaratma eylemine yardım ettiği söylenemesin diyedir. Diğer nedenlerden altıncı bölümde bahsedilmişti.
  4. Adam çok bilgeydi, meleklerden bile daha zekiydi. Tanrı ona başka hiçbir insana açıklanmayacak gizemleri öğreten bir kitap verdi. Böylece, İlahi olan ile ilgili olarak meleklerden daha fazla anlayışa sahip oldu.
  5. Eden Bahçesi’nin kralıydı. Bahçe çok büyüktü ama yiyecek meyve bulmak için dolaşması gerekmiyordu. Bir yerde oturabilirdi ve tüm tatlar parmaklarının ucundaydı.
  6. Eden Bahçesi’nde, zevkler yerinde yaşadı. Yiyeceği bu bahçenin meyvesi ve gökten gönderilen etti. Yaşam Ağacı’nın altından akan, Perat’ın kaynağı olan sulardan içti. Tüm bunlar Adam’ın zekasını artırmak için düzenlenmişti. Böyle ruhsal yiyecekler yemek zihnini keskinleştirdi. Tersine, bir insan ağır yiyecekler yerse, zihni ağırlaşır ve çalıştığı şeyleri anlayamaz.
  7. Koen Gadol’un Kutsalların Kutsalı’na girdiğinde giydiği gibi güzel giysiler giydi.
  8. Tanrı onun için onunla mükemmel uyumlu bir kadın yarattı.
  9. Tanrı’nın Kendisi onun için evlilik duasını okudu.
  10. Tanrı, Hava’yı Adam’a göstermeden önce onu yirmidört süs ile süsledi.
  11. Tanrı’nın Kendisi, meleklerle birlikte Adam ve Hava’nın düğününe katıldı.
  12. Melekler mümkün olan en iyi biçimde onlara hizmet etti.
  13. Adam ve Hava yaratıldıkları gün çocuk sahibi oldular. [Hamilelik aylar yerine dakikalar sürdü] İki kişi [evlilik] yatağına girdi, yedi çıktı çıktı. Bu yedi kişi şunlardır: Adam, Hava, Kayin, ikiz kız kardeşi, Evel ve iki tane ikiz kız kardeşi.13

Bazıları Kayin ve Evel’in farklı zamanlarda doğduğunu söyler.14

 

Beş kişinin aynı anda doğmuş olduğu düşüncesine şaşırılabilir. Hekimler bir kadının aynı anda yedi bebeğe kadar doğurabileceğini söylemektedir. Bu, sürekli olarak mucizeler yaşayan Adam ve Hava için elbette mümkündür.

 

Tanrı’nın merhameti Kayin ve Evel ile birlikte ikiz kız kardeşinin doğmasını sağladı ki ikiz kız kardeşleri ile evlenebildiler. Kardeş olmalarına rağmen Tanrı onların evlenmelerine izin verdi [bu ensest olarak kabul edilmedi]. Başka kadın yoktu ve Tanrı dünyadaki insan nüfusunun artmasını istedi.15

  1. Adam sünnetli olarak doğdu. Bu büyük mükemmelliğin bir işaretiydi.
  2. Tanrı’nın söylemiş olduğu gibi yasak meyveden yediği gün ölmesi gerekirken, hediye olarak ona 930 yıllık hayat verildi.
  3. Adam günah işlediğinde, melekler gelip, yukarıda bahsedilen kitabı aldı. Yine de, Tanrı lütufkardı ve kitabı geri verdi. Ancak bu olmadan önce, birçok gözyaşı dökmek ve birçok dua etmek zorunda kaldı. Sonunda Tanrı onun duasını duydu ve kitabı geri verdi. Tanrı bu bilgeliğin kaybolmasını istemedi, çünkü; bu bilgelik Yaratıcı’larını tanımak için insanlar tarafından kullanılabilirdi.16
  4. Tanrı, Adam’a tövbe yolunu göstermek için bir kapı açtı.
  5. Tanrı ona doğacak tüm doğru kişileri gösterdi. Ayrıca halkların liderlerini de gösterdi. Adam, Rabbi Akiba’yı gördüğünde, onun Tora [anlayışı] nedeniyle mutlu oldu, ama zalimce ölümü nedeniyle üzüldü.17
  6. Adam, diğer yaratıklardan farklı olarak güzel bir biçim ve zeka ile yaratıldı.
  7. Tora’nın verilmesinin zamanı gelmemişti ve bu nedenle Adam’a sadece Yedi [Evrensel] Buyruk verildi. Yine de Tanrı ona Şabat’ın tüm gizemini açıkladı.
  8. Tanrı, Hava’yı yaratmak üzereyken, yeryüzü şikayet ederek, “Evren’in Efendisi: Şimdi Adam ve Hava’yı yarattığında, çoğalacaklar ve onların soyunu beslemem mümkün olmayacak.” Tanrı şöyle yanıtladı, “Onları geceleri besleyeceğim, o zamanda yemek zorunda olmayacaklar. Sen böylece onları gündüzleri desteklemek zorunda olacaksın ve sana tüm meyve türlerini büyütme gücü vereceğim.”
  9. Tanrı, Adam’a mezar yeri olarak Eden Bahçesi’nin kapısının yakınındaki Mahpela Mağarası’nı verdi. Adam’ın kendisi bu mağarayı kazıp ortaya çıkardı.

 

Günah işlediği gün kendini Gihon nehrine soktu ve boynuna kadar gelen suda durdu. Orada kaldı ve derisi ipek gibi olan dek tam yedi hafta oruç tuttu. Tüm bu zaman boyunca ağlayıp Tanrı’ya dua etti ve Tanrı’dan günahını affetmesini diledi. Sakinleşince, başka bir kaygısı oldu. İnsanlar onu bir yerlerde gömebilir ve bir tanrı yapabilirlerdi. Bu nedenle iki katlı bir mağara kazdı ve adamlarına onu alt katta çok iyi saklamalarını söyledi ki bulunamasın.18

 

  1. Tanrı’nın Kendisi Adam’ı gömdü.
  2. Adam, Eden Bahçesin’den sürülmüş olsa da, ölümünden sonra yerine geri getirildi ve hala Eden Bahçesi’nde tüm azizlerin başında oturmaktadır. Çevresinde Atalarımız (Avraam, Yitshak ve Yaakov), Maşiah, Moşe ve Aaron vardır.
  3. Ne zaman bir aziz ölse, melekler o kişiyi Mahpela Mağarası’ndaki Adam’a getirirler ki, soyundan gelenleri görerek sevinsin. Sonra, aziz Eden Bahçesi’ne getirilir. Adam’ın Eden Bahçesi’nde birçok aziz tarafından çevrilmiş özel bir yeri vardır. Gerçekten tövbe eden her insanın da Eden Bahçesi’nde özel bir yeri vardır ve orada sevinir.
  4. Tanrı tüm ölüleri sonunda dirilttiğinde, Adam diğer tüm doğru kişilerden önce uyanacaktır. Bu hepimizin beklediği büyük bir vaattir.

 

NOTLAR:

  1. Yad, Teşuva 5.
  2. Binah Leltim 17.
  3. Kesef Mezuzak.
  4. Pirkey Rabbi Eliezer; Bereşit Rabba.
  5. Berahot 3a.
  6. Eruvin, Bölüm 2.
  7. Avot DeRabbi Natan.
  8. Avoda Zarah, Bölüm 1; Tikuney Zohar, sayfa 9.
  9. Bereşit Rabba; Yafeh Toar
  10. Yafeh Toar, sayfa 159.
  11. Hupat Eliahu, el yazması.
  12. Yalkut 34.
  13. Tikuney Zohar, sayfa 101.
  14. Yalkut 35.
  15. Abarbanel, sayfa 36; Pirkey Rabbi Eliezer.
  16. Zera Berah, sayfa 37.
  17. Zohar 1:55, 1:90. Karşılaştır. Şemot Rabba, Ki Tisa; Zohar, Yitro. VaYeşev üzerine açıklamaya bak.
  18. Karşılaştır. Zohar 1:65.