Yaratılış 3:1-5

YARATILIŞ 3

Tora şimdi yılanın Hava’yı Bilgi Ağacı’ndan yemesi için nasıl aldattığını anlatmaktadır. Daha önce bahsedildiği gibi Adam yaratılışın ta kendisi olduğu için, Ölüm Meleği ona günah işletmek amacıyla büyük entrika çevirme çabası sarfetmiştir. İnsan günah işlerse ölecek [ve Ölüm Meleği de işlevini yerine getirebilecektir.]

 

Kadını ayartmak için kendini nasıl gizleyeceğine karar vermek için, bu melek her yaratığı incelemiştir. İnsan gibi iki ayak üzerinde yürüyen yılandan daha zeki bir yaratık bulamadığı için, gizlenmek için onun biçimini kullanmıştır.112 Diğer hayvanlar onun geldiğini gördüğünde, korkmuşlardır.

 

Bu zamanda, Adam ve Hava tamamen çıplaktı. Hiç kötü dürtüye sahip olmadıkları ve şehvetli düşüncelerle karşılaşmadıkları için hiç utanma duymuyorlardı.113

 

Yılan, bu çiftle birbirlerine yakın oldukları zamanda karşılaştı. Hemen kadına şehvet ile dolarak, Adam’ı öldürmeye ve kadını kendisi için almanın yollarını düşünmeye başladı.114 Adam’ın kolayca ayartılamayacağını bilerek, kadın üzerinde çalışmaya karar verdi. Eğer kadını kendisini dinlemesi için aldatabilirse, aynısı yapması için kadın da kocası ile konuşabilirdi.

 

Yılan, kadınla rastgelerek konuşmadı. Bunun yerine, Adam’ın gitmesini bekledi. Bu zamanda Adam, Tanrı’nın ona emretmesi üzerine, dünyanın hangi bölgelerinin insan yerleşimi için uygun, nerelerinin uygun olmadığını belirlemek üzere dünyayı dolaşıyordu. Eğer Adam bir bölgeye yerleşilmesi gerektiğine karar verirse, orası tarlalar ve bağlar yeri olacaktı. Eğer bir yerin ıssız olmasına karar verirse, o yer öyle kalacaktı, bugün bile.

 

Bu bahiste anlaması zor olan birçok şey vardır. İlk olarak, Hava ile yılan arasında geçenlerden bahsedeceğiz ve sonra bu zor kavramların tümünü açıklayacağız.

 

Hava, yılanı anlayabiliyordu, çünkü; o zamanda insan hayvanların dillerini anlayabiliyordu.115

 

YARATILIŞ 3:1-5

 

Yılan, Tanrı’nın yapmış olduğu tüm vahşi hayvanlar arasında en hilekarıydı. Kadına “Tanrı gerçekten bahçenin hiçbir ağacından yiyemeyeceğinizi mi söyledi?” diye sordu. Kadın, yılana “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye cevap verdi. “Fakat bahçenin ortasındaki ağacın meyvesinden ise; Tanrı ‘ondan yemeyin ve ona dokunmayın [bile]; yoksa ölürsünüz’ dedi” Yılan kadına “Kesinlikle ölmezsiniz!” dedi. “Aslında Tanrı ondan yediğiniz gün gözlerinizin açılacağını ve Tanrı gibi, iyiyi ve kötüyü tanır hale geleceğinizi biliyor”.

 

Yılan, Hava’ya, “Dünyalar yaratma, öldürme ve ölüleri hayata geri getime gücüne sahip olacaksın. Tanrı’nın Kendisi bu güce bu ağacın meyvesinden yiyerek sahip oldu” dedi.116 [Bu, elbette, Tanrı’ya hakaret eden bir ifadeydi.]

 

Yılan ayrıca Hava’yı ağaca doğru itti ve kendisi de ağaca dokundu. [Hava, buyruğun “Ondan yemeyeceksin -ona dokunmayacaksın- yoksa ölürsün” olduğunu söylemişti.] Yılan da ona “Ona dokununca ölüm olmadığı gibi, ondan yiyince de ölüm yok” dedi. [Gerçekte, Tanrı, Adam’a meyvesinden yerse öleceğini söylemişti. Bu buyruğu Hava’ya iletirken, o ağaca dokunmamasıyla ilgili kısıtlamayı ekleyen Adam’dı.]

 

Yılan, bu olayı kendi haklılığına “kanıt” olarak kullandı. Tanrı hakkında daha ileri kötü konuşarak, “Her zanaatkar kendi alanındaki diğerlerinden nefret eder. Burada da, Tanrı sizin bu ağaçtan yemenizi istemiyor, çünkü; o zaman O’nun gibi evrenler yaratabileceksiniz” dedi.

NOTLAR:

  1. Pİrkey Rabbi Eliezer; Zohar 1:35.
  2. Adı geçen eserde.
  3. Bereşit Rabba.
  4. İbn Ezra.
  5. Sanhedrin, Bölüm 4; Bereşit Rabba; Zera Berah 36.